UYAP’tan Gönderilen Mazeret Dilekçesi Duruşma Esnasında Sunulursa Dikkate Alınmak Zorunda!

UYAP’tan Gönderilen Mazeret Dilekçesi Duruşma Esnasında Sunulursa Dikkate Alınmak Zorunda!
14 Nisan 2025

UYAP’tan Gönderilen Mazeret Dilekçesi Duruşma Esnasında Sunulursa Dikkate Alınmak Zorunda!

Duruşma esnasında UYAP üzerinden sunulan mazeret dilekçesinin dikkate alınması gerektiğine dair Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2024 tarihli kararı, uygulamada sık karşılaşılan bir duruma netlik kazandırıyor. Somut olayda, davacı vekili aynı gün birden fazla mahkemede duruşmasının bulunması nedeniyle ilgili duruşmaya katılamayacağını UYAP sistemi üzerinden ilettiği dilekçeyle bildirmiştir. Dilekçe, duruşma saat aralığında sisteme yüklenmiş, hatta zabıt kâtibi tarafından duruşma sırasında okunmuştur. Ancak mahkeme, bu mazeret dilekçesini değerlendirmeye almamış ve davacının duruşmaya mazeretsiz gelmediğini kabul ederek davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir. Yargıtay, vekilin duruşma sırasında sunduğu mazeret dilekçesinin zamanında ve usulüne uygun bir şekilde sunulduğunu, dolayısıyla mahkemece değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Dilekçe okunmasına rağmen herhangi bir değerlendirme yapılmadan verilen “açılmamış sayılma” kararı, Yargıtay tarafından usul hükümlerine ve savunma hakkına açıkça aykırı bulunarak bozulmuştur. Bu karar, yargılama sırasında dahi iletilen mazeret dilekçelerinin hukuki geçerliliğini ve mahkemelerce dikkate alınması zorunluluğunu ortaya koyması bakımından emsal niteliğindedir. Özellikle duruşma yoğunluğu nedeniyle ortaya çıkan çakışmalar karşısında, avukatların hak kaybı yaşamamaları adına UYAP üzerinden yapılan zamanında bildirimlerin, yargılamanın sağlıklı yürütülmesi açısından ne denli önemli olduğu bir kez daha hatırlatılmıştır.

 

YARGITAY KARARI:

 

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

 

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

 

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

 

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkete ait Ataköy-İstanbul ... Alışveriş Merkezinde 01.08.2006-07.08.2012 tarihleri arasında reyon görevlisi, şubeler arası mal teslimi, sepet toplama gibi işlerde çalıştığını, işverenin davacıyı sigortasız çalıştırdığını, davacının izinlerini kullanmadığını ve kullanılmayan izin ücretinin fesih esnasında ödenmediğini, davacının fazla çalışma yapmasına, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmasına rağmen bu çalışmaların karşılığının ödenmediğini, davacının ücretlerinin, fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile ücret, yıllık ücretli izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve sosyal yardım alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

 

 

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile davalı arasında iş sözleşmesi ve bu bağlamda bir iş ilişkisinin veya işçi-işveren ilişkisinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

 

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 21.10.2014 tarihli ve 2012/444 Esas, 2014/364 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasında iş ilişkisi bulunduğu, davacının işyerinde fazla çalışma yaptığı ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı, bu çalışmalarının karşılığının ödendiğine dair dosyada herhangi bir delil bulunmadığı, davacının iş sözleşmesini haklı olarak feshettiği ve kıdem tazminatına hak kazandığı, davacının yıllık ücretli izinlerinin kullandırıldığına dair herhangi bir delil sunulmadığı, işyerinde sosyal yardıma ilişkin bir uygulama olduğunun ispat edilemediği, davacının ücretini bahşiş olarak alması nedeniyle ayrıca ücret alacağı olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.

 

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

 

2. Dairemizin 30.03.2016 tarihli ve 2014/35451 Esas, 2016/7867 Karar sayılı kararıyla; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, davacının birinci dönem çalışmasının ne şekilde sona erdiği, ikinci dönem çalışmasının birinci dönem çalışmasının devamı olup olmadığı, ilk dönem çalışması ile ilgili olarak iş sözleşmesinin feshedilip edilmediği, feshedilmişse kim tarafından feshedildiği, ilk dönem çalışmasına ilişkin işçilik alacaklarının ödenip ödenmediği ve bu şekilde ilk dönem çalışmasının tasfiye edilip edilmediği, davacının sigorta hizmet cetvelinde çalışması görünen ve dava dışı N.E'ye ait olduğu anlaşılan işyeri ile davalıya ait işyeri arasında organik ve yapısal bir bağın olup olmadığı, her iki işyeri arasında işyeri devri, asıl işveren alt işveren ilişkisi olup olmadığı, birlikte istihdamın söz konusu olup olmadığı hususlarının araştırılması gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının yaptığı bir saatlik fazla çalışma karşılığının hem zamsız kısım hem de zamlı kısım olarak hesaplandığı, davacı bahşis usulü çalıştığından fazla çalışma ücretinin sadece zamlı kısmının hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınması gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

 

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın 13.11.2017 tarihinde takip edilmediğinden işlemden kaldırıldığı, dosyanın davacı tarafça yenileme dilekçesiyle yeniden işleme konulduğu, ancak davacı tarafın mazeret bildirmeden 23.06.2022 tarihli duruşmaya katılmadığı, duruşma saatinden sonra dosyaya mazeret dilekçesi sunduğu, davalı vekilinin duruşmaya katıldığı ve davayı takip etmediğini beyan ettiği, davanın ikinci kez takipsiz bırakıldığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

 

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

 

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; 23.06.2022 tarihli duruşmaya UYAP ile oluşturulan elektronik ortam üzerinden 23.06.2022 tarihinde aynı gün ve aynı saatlerde birden fazla duruşmalarının olması, dosyada İstanbul Anadolu 21.İş Mahkemesinin 2015/673 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması nedeniyle duruşmaya katılamayacaklarına ilişkin mazeret dilekçesi gönderdiklerini, sistemsel bir sorun nedeniyle sanki duruşmaya mazeretsiz katılım sağlanmamış gibi karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, savunma haklarının kısıtlandığını, davanın açılmamış sayılması kararının dava dosyası iki kere yenilendikten ve üçüncü kez takipsiz bırakıldıktan sonra verilebileceğini belirterek Mahkeme kararının bozulması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

 

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın açılmamış sayılması kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığına ilişkindir.

 

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

 

2. 6100 sayılı Kanun'un 150 ve 320 nci maddeleri.

 

 

3. Değerlendirme

1.Somut olayda Mahkemece, 23.06.2022 tarihinde saat 14.50'de duruşma yapılmasına karar verilmiş; duruşma gün ve saati taraflara tebliğ edilmiştir. 23.06.2022 tarihli duruşmada ise ikinci kez takipsiz bırakıldığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

 

2. Ne var ki dosya kapsamı incelendiğinde; davacı vekilince saat 14.54’te mazeret dilekçesi sunulduğu, duruşmanın saat 14.53'te başlayıp 14.58'de sona erdiği, duruşmanın yapıldığı esnada saat 14.57'de zabıt kâtibi tarafından UYAP ile oluşturulan elektronik ortamda davacı vekili tarafından gönderilen mazeret dilekçesinin okunduğu anlaşılmaktadır.

 

3. Hâl böyle olunca Mahkemece; davacı vekilinin mazeret dilekçesi değerlendirilerek, mazeret hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden mazeretsiz davacı tarafın duruşmaya katılmadığı kabulü ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

 

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

 

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

 

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

 

20.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

İçeriklerimiz

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararının Tazminat Hukukuna Katkıları ve Zamanaşımı Süresi Üzerindeki Etkileri - yargitay-hukuk-genel-kurulu-kararinin-tazminat-hukukuna-katkilari-ve-zamanasimi-sueresi-uezerindeki-etkileri

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararının Tazminat Hukukuna Katkıları ve Zamanaşımı Süresi Üzerindeki Etkileri

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.03.2008 tarihli, 2008/10-243 E., 2008/259 K. sayılı kararında maluliyet oranındaki artış, “yeni bir olgu” olarak kabul edilmiştir. Bu yaklaşım, ...

Trafik Para Cezalarına İlişkin Yönetmelikteki Süre ve İndirim Oranına Dair Bilgilendirme - trafik-para-cezalari

Trafik Para Cezalarına İlişkin Yönetmelikteki Süre ve İndirim Oranına Dair Bilgilendirme

31 Ocak 2024 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan düzenleme ile, trafik cezalarına ilişkin önemli değişiklikler yapıldı. Erken ödeme süresi bir aya çıkarıldı ve cezadan yapılan indir...

Tam Yargı Davalarında Miktar Artırımında Faiz Başlangıç Tarihi: Danıştay İçtihadı İle Netleşen Uygulama - tam-yargi-davalarinda-miktar-artiriminda-faiz-baslangic-tarihi-danistay-ictihadi-ile-netlesen-uygulama

Tam Yargı Davalarında Miktar Artırımında Faiz Başlangıç Tarihi: Danıştay İçtihadı İle Netleşen Uygulama

16 Nisan 2025 tarihli Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararıyla, tam yargı davalarında miktar artırımına uygulanacak faiz tarihine ilişkin farklı yargı kararları arasında b...

Diş Kırığı Kemik Kırığı Sayılmaz: Ceza Artırımı Yapılamaz - dis-kirigi-kemik-kirigi-sayilmaz-ceza-artirimi-yapilamaz

Diş Kırığı Kemik Kırığı Sayılmaz: Ceza Artırımı Yapılamaz

Adli Tıp’a göre diş kırığı, kemik kırığı sayılmaz. Bu nedenle ceza artırımı yapılamaz. Yargıtay 3. CD 2020/16789 E., 2021/1852 K. sayılı kararında, diş kırığı gerekçesiyle verilen ...

Mahkûmiyet Kararı Suçtan Sonra ise “Sabıka” Sayılmaz: Takdiri İndirimi Etkilemez !! - mahkumiyet-karari-suctan-sonra-ise-sabika-sayilmaz-takdiri-indirimi-etkilemez

Mahkûmiyet Kararı Suçtan Sonra ise “Sabıka” Sayılmaz: Takdiri İndirimi Etkilemez !!

Suç tarihinden sonra kesinleşen mahkûmiyet kararı, sanığı sabıkalı yapmaz. Bu nedenle takdiri indirim uygulanmaması hukuka aykırıdır. Yargıtay 7. CD 2015/13860 sayılı kararıyla bu hususa dikkat çekmiştir. Tüm detaylar bu yazımızda!!

Kolluk Beyanlarının Delil Niteliği: Mahkeme Aşamasında Reddedilen İfadelerin Hukuki Geçerliliği - kolluk-beyanlarinin-delil-niteligi-mahkeme-asamasinda-reddedilen-ifadelerin-hukuki-gecerliligi

Kolluk Beyanlarının Delil Niteliği: Mahkeme Aşamasında Reddedilen İfadelerin Hukuki Geçerliliği

Kollukta alınan ifade, tanığın mahkemede bu beyanı reddetmesi hâlinde delil olarak değerlendirilemez. Yargıtay 3. CD, 2021/9002 E., 2022/8125 K. sayılı kararında bu durumu açıkça ortaya koymuştur. Tüm detaylar bu yazımızda!!

Mazeret Dilekçesinin Reddi Bozma Sebebidir! - mazeret-dilekcesinin-reddi-bozma-sebebidir

Mazeret Dilekçesinin Reddi Bozma Sebebidir!

Avukatın sağlık ve hava koşullarına dayalı mazeret dilekçesinin reddedilmesi, savunma hakkının ihlalidir. Yargıtay 21. HD, 2020 tarihli kararında bu durumun bozma sebebi olacağını açıkça ortaya koymuştur. Tüm detaylar bu yazımızda!!

UYAP’tan Gönderilen Mazeret Dilekçesi Duruşma Esnasında Sunulursa Dikkate Alınmak Zorunda! - uyap-tan-goenderilen-mazeret-dilekcesi-durusma-esnasinda-sunulursa-dikkate-alinmak-zorunda

UYAP’tan Gönderilen Mazeret Dilekçesi Duruşma Esnasında Sunulursa Dikkate Alınmak Zorunda!

Duruşma esnasında UYAP üzerinden sunulan mazeret dilekçesinin dikkate alınması gerektiğine dair Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2024 tarihli kararı, uygulamada sık karşılaşılan bir duruma netlik kazandırıyor. Tüm detaylar bu yazımızda!

Yalancı Tanık Hükme Esas Alınmışsa: Yargılamanın Yenilenmesi Mümkün mü? - yalanci-tanik-huekme-esas-alinmissa-yargilamanin-yenilenmesi-muemkuen-mue

Yalancı Tanık Hükme Esas Alınmışsa: Yargılamanın Yenilenmesi Mümkün mü?

Ceza davasında tanığın yalan söylediği sonradan ortaya çıkarsa ne olur? Yargıtay kararına göre, hükme esas alınan yalancı tanık nedeniyle yargılamanın yenilenmesi mümkün! Detayları bu yazımızda !!

Adres
BALGAT MAH. DOKTOR SADIK AHMET CADDESİ KREŞ APT. NO:49/1 ÇANKAYA ANKARA

İletişim Formu

YASAL UYARI

Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında bilgilendirme amaçlı olup reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.