Unutulma Hakkı Nedir? Nasıl Ortaya Çıkmıştır?

Unutulma Hakkı Nedir? Nasıl Ortaya Çıkmıştır? - 44

UNUTULMA HAKKI NEDİR?

 

Bilişim ve iletişim teknolojisinde yaşanan gelişmeler ve içinde bulunduğumuz bilgi ve teknoloji çağı ile kişisel verilere erişimin, bunların depolanması ve işlenmesinin kolaylaşması ile sosyal medya ve bunların yarattığı problemler, unutulma hakkı olarak isimlendirilen yeni bir hakkı gündeme getirmiştir.

 

Toplumsal hayatın ve hukukun karşılıklı olarak etkileşimde bulunduğu en önemli alanlardan biri bilgi ve teknoloji alanıdır. Hukukun içinde bulunduğumuz bilgi ve teknoloji çağında yaşanan gelişmelere ayak uydurmaya çalışmasının ürünü olarak birtakım yasal düzenlemeler, kurumlar, kurallar ortaya çıkmaktadır. Bu yeni çağın en önemli girdisi ise veridir. Gerçekten de veri, günümüzde ekonominin yeni yakıtı olarak ifade edilmektedir. Bilgi ve teknoloji alanında yaşanan gelişmeler kişisel verilere erişimi, bunların depolanmasını ve kullanılmasını oldukça kolaylaştırmakta, bu verilerin korunması hususunu da daha hassas kılmaktadır. Kişisel verilere yönelik müdahaleler ve bilgi ve teknoloji çağı gelişmeleri, kişisel verilerin korunması hakkının da dahil olduğu bir dördüncü kuşak haklar kategorisi yaratmaktadır. Bu noktada bunlara paralel olarak, gelişmekte olan bu alanın hukuk camiasına kattığı bir diğer yenilik de yine bir dördüncü kuşak hak olarak kabul edilebilecek unutulma hakkı meselesidir.

 

Unutulma Hakkı Nedir? Nasıl Ortaya Çıkmıştır?

 

         Unutulma hakkının en geniş ve sade tanımıyla bireyin kendisine ilişkin her türlü kişisel verinin fiziki veya İnternet ortamından erişiminin kaldırılmasını talep etme, bu verilerin geleceğini tayin etme hakkı olduğunu söylemek mümkündür. Unutulma hakkının, bireyin geçmişini ve geleceğini serbest olarak biçimlendirme ve dolayısıyla kişisel verilerini dijital alemde istediği şekilde kullanma veya kullandırmama arzusunun doğal bir sonucu olduğu da belirtilebilir.

 

          Unutulma hakkının ortaya çıkışı, birçok hukuki müessesenin çıkışında olduğu gibi, bir ihtiyaç ve talebin sonucudur. Unutulma hakkının çıkış noktasında bireylerin geçmişlerindeki olumsuzlukları, bilhassa ceza mahkumiyeti kayıtlarını kaldırma, bunlarla anılmak istememe durumları etkili olmuştur.

 

Unutulma hakkının, açıkça düzenlendiği ilk uluslararası hukuk metni ise Avrupa Parlamentosu tarafından yayımlanan ve 25.05.2018 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR) olmuştur. 

 

Hakkın hukuki bir dayanak kazanarak gerçek anlamına kavuşması Avrupa Birliği Adalet Divanının Google-İspanya Kararı ile olmuştur.

 

Avrupa Birliği Adalet Divanının C-131/12 Sayılı 2014 Tarihli Google-İspanya Kararı

 

Bu karar unutulma hakkının hukuki zeminini oluşturması bakımından oldukça önemli bir karar olup dönüm noktası niteliğindedir. Söz konusu karara konu olan olayların gelişimi şu şekildedir;

Başvurucu Mario Costeja González, kendi ismini Google arama motoruna yazdığında La Vanguardia gazetesinin González’in sosyal güvenlik borçları sebebiyle mülkünü satmasını haber yapan 19 Ocak ve 9 Mart 1998 tarihli sayfasına ait linklerin kaldırılması veya düzeltilmesi istemiyle İspanyol Veri Koruma Ajansına bir başvuru yapmıştır. İspanyol Veri Koruma Ajansı, Google’ın linkleri kaldırmasına karar vermiştir. Bu karar Google tarafından Ulusal Yüksek Mahkemeye taşınmıştır. Ulusal Yüksek Mahkeme, dava konusu olayın kişisel verilerin korunması ve arama motorlarının bu konudaki yükümlülüğü kapsamında, AB’nin 95/46/EC sayılı Direktifin dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmiş, kararını vermeden önce ABAD’tan başvurucunun silme talebinin unutulma hakkı ile ilişkisi hakkında görüş talep etmiştir. ABAD, davaya konu olayda veri işleme faaliyetinin gerçekleştiğini, arama motorlarının da bu veri işleme faaliyeti bakımından denetleyici olarak kabul edilmesi ve sorumlu tutulması gerektiğini ifade etmiştir. ABAD, kişinin başkalarınca arama motorunda paylaşılan kişisel bilgilerine ilişkin linklerin, kişinin adı ile arama motoru sonuçlarında ilişkilendirilmemesi ve yayınlanan bu bilgilerin belli bir süre sonra ortadan kaldırılması gerektiğini ifade etmiştir. Kişinin, unutulma hakkına sahip olduğu, kendisine ait verilerin silinmesini talep edebileceği açıkça ortaya konulmuş ve unutulma hakkı özel hayatın gizliliği kapsamında değerlendirilmiştir. 

Avrupa Birliği Adalet Divanının unutulma hakkını silme hakkı ve özel hayatın gizliliği hakkı ile bağlantılı olarak da olsa tanıdığı Google-İspanya Kararı; unutulma hakkının hukuki temelini oluşturmuş, unutulma hakkı taleplerinin karşılanabilmesine zemin hazırlamış ve unutulma hakkının yasal dayanaklara kavuşmasına kapı aralamıştır.

Google-İspanya Kararının ardından, Avrupa ülkelerinden internette yer alan içeriklerin kaldırılması talebiyle arama motoru Google’a 12.000’in üzerinde başvuru yapılmıştır. Google; kişilerin erişim engelleme ya da URL kaldırma taleplerini inceleme uygulamasına başlamış ve bu, unutulma hakkının hayata geçirilmesinde önemli bir aşama olmuştur. Google, talepleri değerlendirmekte ve bunlardan uygun gördüklerini kabul ederek söz konusu URL’yi kaldırmaktadır. Google, içeriğin hassas bilgilere, küçük yaşlarda gerçekleştirilen önemsiz suçlara, infaz edilmiş hükme ya da beraate ilişkin olması ve ilgili verinin varlığının açık bir şekilde kamu yararına hizmet etmemesi durumunda, URL’nin arama sonuçlarından kaldırılması lehine karar vermeye yatkın olduğunu ifade etmiştir. Aynı raporda içeriği arama motorlarından kaldırmama nedenleri de açıkça belirtmiştir: alternatif çözümlerin mevcut olması, teknik sebepler veya yinelenen URL’ler. Ayrıca, içeriğin kamu yararı için önemli olması hususu da bu nedenlerden biridir. 

Unutulma hakkının uygulanmaya başlamasından sonra Google, unutulma hakkı kapsamında sonuçları yalnızca unutulma hakkının uygulanmasını kabul ettiği ülkelerde kaldırmıştır. Bu da ilgili arama sonuçlarının üçüncü ülkelerden görülebilmesi sonucunu doğurmuştur. Bu nedenle AB gözlemcileri, ilgili içeriklerin tüm Google sunucularından kaldırılmasını talep etmiştir. Google Danışma Kurulu ise 6 Şubat 2015’te unutulma hakkı üzerine hazırladığı raporda AB’de yaşayan kişilerin Google’a girdiklerinde otomatik olarak Google’ın yerel arama motoruna yönlendirildikleri, bu sebeple arama sonuçlarından yerel şekilde çıkarma yapmanın veri öznesinin haklarını korumak açısından yeterli olduğu, hatta AB dışında yaşayan vatandaşların isimle arama yapma sonucunda bilgiye ulaşma hakkının veri öznesinin unutulma hakkı ile yarışan bir hak olduğu ifade edilmiştir. Ancak Fransız Veri Koruma Otoritesi CNIL, AB vatandaşlarının gizliliğinin korumak için tek yolun Google’ın tüm web sitelerinden arama sonuçlarını çıkarması olduğunu, bir kişinin özel hayatının korunması hakkının “arama sonuçlarının görülebileceği coğrafi konuma” bağlı olamayacağını belirterek 2016’da Google’a 100.000 Euro ceza uygulamıştır. Google kararı Fransız yargı mercilerine; bu yargı mercileri ise ABAD’a taşımıştır. Süreç hala devam etmekte olup ABAD kararı beklenmektedir. ABAD kararı sonrasında; Google’ın arama sonuçlarını AB ülkeleri ile sınırlı olarak mı, küresel olarak mı kaldırması gerektiği konusu netleşecektir.

Keza ABAD’ın unutulma hakkına ilişkin 2014 tarihli kararı, AB üyesi devletlerde uygulanabilir nitelikte olup Türkiye açısından uygulanmamaktadır. Google kendi inisiyatifi ile AB üyesi olmayan İzlanda, Lihtenştayn, Norveç ve İsviçre’de de unutulma hakkının gereğini yerine getirmekte olup, arama motoru hizmeti sağlayan şirketler kendi inisiyatifleri doğrultusunda Türkiye’yi de arama motorlarının unutulma hakkına ilişkin gerekleri yerine getirdiği bu ülkeler arasına alabilir.

 

Türk Hukukunda Unutulma Hakkı

 

        Türk hukuku bakımından unutulma hakkının pozitif anlamda bir hak olarak tanınmadığını söylemek mümkündür. Anayasa ve kanunlarda unutulma hakkı açıkça düzenlenmemiş olsa da bazı hukuki metinlerde içerik açısından unutulma hakkına benzer düzenlemelerin bulunduğu ifade edilebilir. Anayasanın “Özel Hayatın Gizliliği” başlıklı md. 20/3 hükmünde kişilere kişisel verilerin korunmasını talep etme hakkı tanınmış ve kişinin kendi kişisel verileri üzerinde sahip olduğu haklar belirtilmiştir. Madde metni incelendiğinde, tanınan haklardan birinin de kişisel verilerin silinmesini talep edebilme hakkı olduğu görülmektedir. Bu düzenlemede açıkça unutulma hakkı ifade bulmamış olsa da içerik itibariyle unutulma hakkının, kişinin kendisine ait kişisel verilerin silinmesini talep edebilme hakkının sağladığı koruma ile temin edilebileceğini söylemek mümkündür. 

Kişisel verilerin korunması alanında Türk hukukunda temel kanun olan 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunda da unutulma hakkına doğrudan yer verilmemiş, ilgili kişinin kişisel verilerini talep edebilme hakkının tekrarlanmasıyla yetinilmiştir. Öyle ki unutulma hakkı, hukukumuza mevzuat ile düzenlenerek girmek yerine, yargı içtihatlarıyla geliştirilmiştir. 

 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı

 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.06.2015 tarihli kararı Türk hukukunda unutulma hakkına ilişkin verilen ilk karar olması sebebiyle önemlidir. Karara konu olan olay özetlenecek olursa; davacının cinsel tacize uğradığı gerekçesiyle şikayetçi olduğu davaya ilişkin mahkeme kararı, bir süre sonra davalılarca olaylar ve olaydaki kişilerin isimleri açıkça belirtilerek hukuki bir eserde yayımlanmıştır. Bunun üzerinde davacı kişilik haklarının ihlal edildiği iddiasıyla bir manevi tazminat davası açmıştır. İlk derece mahkemesi, hukuki eserde davacının ismine açık bir şekilde yer verilmesinin kişilik haklarının ihlal edildiğine ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne hükmetmiştir. Kararın temyiz edilmesi üzerine davaya bakan Yargıtay 4. Hukuk Dairesi; bilimsel bilginin önemini ve bilimsel bilgiyi meydana getiren araştırmacının bilimsel özgürlüğü bulunması gerektiğini belirterek davaya konu hukuki eseri bilimsel nitelikte bir çalışma olarak kabul etmiş ve ilk derece mahkemesinin verdiği kararı bozmuştur. İlk derece mahkemesinin yaptığı yeniden yargılama sonucu kararında direnmesi neticesinde dava Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun önüne gelmiştir. 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ise dava konusu olayda, davacının hukuki eserde yayımlanmış olan isminin kişisel veri niteliğinde olduğunu kabul ederek özel hayatın gizliliği ile bilimsel özgürlüğün karşı karşıya geldiğini belirtmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bu değerlendirmelerin yanında unutulma hakkı ve özel hayatın gizliliği hakkı arasındaki ilişkiyi de değerlendirmiş ve özel hayatın gizliliğinin bireylere unutulma hakkının tanınmasıyla sağlanabileceğini belirtmiştir. Kararda unutulma hakkı, “üstün bir kamu yararı olmadığı sürece, dijital hafızada yer alan geçmişte yaşanılan olumsuz olayların bir süre sonra unutulmasını, başkalarının bilmesini istemediği kişisel verilerin silinmesini ve yayılmasının önlenmesi isteme hakkı” olarak tanımlanmıştır. 

 

Anayasa Mahkemesinin Bireysel Başvuru Kararı

 

Anayasa Mahkemesinin N.B.B başvurusu neticesinde verdiği karar, AYM’nin unutulma hakkına ilişkin ilk kararı ve unutulma hakkının kabul edildiği temel içtihat olma vasfını haizdir. Karara konu olan somut olayda, başvurucu, uyuşturucu kullanımı sebebiyle adli para cezasına çarptırıldığına ilişkin bir gazetenin web sitesi arşivlerinde bulunan ve 1998 ve 1999 yıllarına ait 3 adet haber içeriğinin kaldırılması talebiyle gazeteye başvurmuş ancak bundan bir sonuç alamamıştır. Bunun üzerine aynı taleple Sulh Ceza Hakimliğine başvurmuştur. Mahkeme başvurucunun talebini kabul etmiş ve ilgili haberlerin güncelliğini yitirmesini ve sitede bulunmasında bir kamu yararı bulunmamasını gerekçe olarak göstermiştir. Karara itiraz edilmesi üzerine itirazı inceleyen Asliye Ceza Mahkemesi ise yaptığı inceleme neticesinde; ilgili haberlerin başvurucunun kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığını, şeref ve haysiyetini ihlal etmediğini belirterek itirazı kabul etmiştir. Akabinde başvurucu söz konusu meseleyi bireysel başvuru yolu ile Anayasa Mahkemesinin önüne taşımıştır. 

Yüksek Mahkeme, yaptığı inceleme neticesinde; ilgili haberlerin sitede kalması ile ihlal olunacak şeref ve itibar hakkı ile haberlerin siteden kaldırılması durumunda müdahale edilecek bilgi edinme hakkı ile basın ve ifade özgürlüklerinin arasında adil bir denge kurulması gerektiğinden bahisle, halihazırda sitede bulunan ve kolaylıkla erişilebilir olan haberlerin tamamen silinmemesini, böylece basın özgürlüğü ihlal edilmeden bir çözüm bulunabileceğini ifade etmiştir. Ayrıca Yüksek Mahkeme kararında unutulma hakkından söz etmiş ve unutulma hakkının amacını “İnternet'in yaygınlaşması ve sağladığı imkânlar nedeniyle ifade ve basın özgürlükleri ile kişilerin manevi varlığının geliştirilmesi hakkı arasında gerekli hassas dengenin kurulmasını sağlamak” şeklinde ifade etmiştir.

 

Kişisel Verileri Koruma Kurulu Kararı

 

    Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 2020/481 sayılı ve 23/06/2020 tarihli kararı, arama motorlarında kişilerin ad ve soyadlarıyla yapılacak aramalarda çıkan sonuçların veri tabanı dizininden kaldırılmasına ilişkin talepler hakkında genel bir karar niteliğindedir. Kurul kararı, unutulma hakkını ilişkin hukuki zemini yaratan ve temel çerçeveyi çizen birçok karara atıfla pratikte sonuç doğurabilecek genel bir karar oluşturmaya çalışmaktadır.

Kurul tarafından yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; Türk hukukunda unutulma hakkı kavramsal olarak pozitif metinlerde yer almamakta olsa da bu hakkın somut olaylara tatbik edilmesine ve hakkın sağladığı korumanın tesis edilebilmesine yönelik birtakım araç, müessese ve düzenlemelerin Türk hukukunda mevcut olduğu ortaya konulmuştur. Kararda; örnek olarak sayılan bu düzenlemeler vasıtasıyla unutulma hakkının Türk hukukunda da uygulanabileceği, unutulma hakkı hakkında ayrıca bir tanıma, düzenleme vb.ne ihtiyaç duyulmayacağı ifade edilmiştir. Kararda; 6698 sayılı Kanunda yer alan tanımlara başvurarak, arama motorları, üçüncü kişilere ait internette edinilen kişisel verilerin işlenmesi kapsamında veri sorumlusu olarak kabul edilmiş ve bunlar tarafından gerçekleştirilen kişisel verilerin internetten toplanması, kaydedilmesi, arama sonuçlarında listelenmesi ve kullanıcılara sunulması gibi faaliyetler de veri işleme olarak nitelendirilmiştir. Kendi isimleriyle arama motorlarında yapılan aramalarda çıkan sonuçların veri tabanı dizininden kaldırılmasına ilişkin talepleri bulunan kişilere; önce ilgili arama motoruna başvuru yoluna gitme, başvurunun reddi veya cevapsız bırakılması hallerinde ise kurula şikâyette bulunabilme, aynı zamanda yargı yoluna da başvurma imkanları belirtilmiştir. Ayrıca Kurul tarafından kararda veri tabanı dizininden kaldırılma taleplerini değerlendirmede başvurulacak bazı kriterler; ilgili kişinin kamusal yaşamda oynadığı rol, ilgili kişinin çocuk olup olmadığı, bilginin içeriğinin doğruluğu, bilginin kişinin çalışma yaşantısı ile ilgili olup olmadığı şeklinde sıralanmıştır.

 

Korkuteli Sulh Ceza Hakimliğinin R.Ç. Kararı

 

    Karara konu olayda milli güreşçi R.Ç’nin nitelikli cinsel saldırı da dahil birkaç suçu işlediği suçlamasıyla 2008’de tutuklanması, akabinde 2012’de 23 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılması sonrasında ulusal ölçekte yayın yapan gazeteler yargılama sürerken İnternet’te yargılama sürecini ve hükmedilen cezayı içeren haberler yayımlamıştır. Yapılan başvuru üzerine Korkuteli Sulh Ceza Hakimliği ilgili haberlere erişim engeli getirilmesine karar vermiş ve kararı Recep Çakır’ın unutulma hakkı ve kişilik haklarının ihlal edildiğiyle gerekçelendirmiştir. Bu karar kamuoyu tarafından ifade özgürlüğü ve toplumun bilgi edinme hakları karşısında ve bilhassa topluma mal olmuş kişilerle ilgili gerçek haberlerin unutulma hakkı kapsamında silinmesi, bu hakkın suistimal edilmesiyle adeta sansür aracı olarak kullanılması gibi noktalarda çokça eleştirilere maruz kalmıştır. Tepkiler sonrasında, bu karara karşı Google itiraz etmiş, itirazında Google’a ait üç farklı Blogspot içeriğinin ifade ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, içeriklerde talepte bulunan bakımından “hakaret veya iftira içermediği, itibarının zedelenmesine yol açabilecek bir kişilik hakkı ihlaline sebep olabilecek herhangi bir unsur barındırmadığı” ve kararda belirtilen içeriklerin unutulma hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir. Korkuteli Sulh Ceza Hakimliği, Google’ın itirazını kabul etmiş ve erişimin engellenmesi uygulamasını kararında yer alan tüm İnternet adresleri bakımından kaldırmıştır. Hakimlik gerekçesinde Anayasa Mahkemesinin unutulma hakkıyla ilgili N.B.B. Başvurusu kararının incelendiği, haberlere konu eylemin “kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit olması, toplumun genelini ilgilendirmesi, eylemin suç teşkil etmesi nedeniyle itirazın kabulüne” karar vermek gerektiği belirtilmiştir. Nitekim bu kararda olduğu gibi Türk hukukunda, bireylerin unutulma hakkının bulunduğundan bahisle, geçmişlerinde kendi iradeleriyle veya üçüncü kişilerin yarattığı sebeplerle haklarında yapılan haber veya yayınlanan içeriklerden dolayı geleceklerinin olumsuz şekilde etkilenmemesini talep ettikleri ve bu taleplerin çoğu zaman sulh ceza hakimlikleri tarafından 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun md.  9 hükmü kapsamında kişilik hakları ihlali olarak nitelendirildiği ve erişimin engellenmesi ve haber ve içeriklerin yayından kaldırılmasına karar verdikleri görülmektedir.

      Ancak önemle belirtmek gerekir ki; 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun md.  9 hükmü Anayasa Mahkemesi tarafından 10.01.2024 tarihinde iptal edildi. Kişilik hakkı ihlaline dayalı iddialar nedeniyle içeriklerin çıkarılması/kaldırılması ve erişimin engellenmesine imkân sağlayan ilgili md. 9 hükmü; Anayasa Mahkemesi tarafından, kişilik haklarına yapılan saldırılara karşı internet içeriğinin sınırlanmasına yönelik kademeli bir müdahale yöntemi sunulmadığı, ifade ve basın özgürlüğüne ağır müdahaleye sebebiyet verebilecek yetkiler içerdiği gerekçesiyle iptal edildi. 10.1.2024 tarihli ilgili karar 10 Ekim 2024’te yürürlüğe girecek.

 

Bilişim Hukuku Avukatlık ve Danışmanlık Ücretleri 2024

 

      Bilişim hukuku avukatlık ve danışmanlık ücretleri müvekkil ile avukat arasında somut olayın özelliklerine göre değişkenlik gösterir ve taraflar arasında serbest bir biçimde belirlenmektedir. Barolar belirli aralıklarla yol gösterici olması sebebiyle asgari ücret tarifeleri yayınlamaktadırlar. Hukuk Büromuz tarafından Ankara Barosu Avukatlık Tavsiye Ücret Tablosu dikkate alınmaktadır. Söz konusu tarifeler Baroların bulunduğu şehrin ve genel olarak ülkenin ekonomik koşulları, avukatların çalışma şartları ve ilgili diğer parametreler baz alınarak düzenlendiğinden bu tarifeler uygulamadaki ortalama ücretlere tekabül etmektedir. Ancak yine de belirtmek gerekir ki dava türü aynı olsa bile her iş kendi özelinde farklı iş ve işlemler gerektirdiğinden her dosya için belirlenen ücretlendirme farklı olabilir. Ayrıca Türkiye Barolar Birliği de her yıl asgari ücret tarifesi yayınlamaktadır. Bu noktada tekrar hatırlatmak gerekir ki Avukatlık ücretleri avukat ve müvekkil arasında; asgari ücret tarifesi, çalışma saatleri, davaya hazırlık süreci, delil toplama işlemleri, savunma stratejilerinin belirlenmesi, duruşmalar, müvekkil ile iletişim, avukatın deneyimi, uzmanlığı, bulunduğu şehir veya bölge gibi faktörlere bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. 

 

Önemle belirtmek gerekir ki bu yazıdaki bilgilerin tamamı genel bir bilgilendirme içermekte olup hukuki danışmanlık ve reklam gibi algılanmamalıdır.  Yaşanılan her bir olay ve uyuşmazlığın bağımsız biçimde ayrı bir hukuki değerlendirmeye tabi tutulması gerekir. Ayrıca her bir hukuki konu ve meselenin çözümü uzman bilgisi gerektirmektedir. Bu sebeple de karşı karşıya kaldığınız hukuki uyuşmazlıklar ve olaylar için yetkin bir avukattan hukuki danışmanlık almanızı, Yargıya taşınan uyuşmazlıklar açısından da dosyalarınızı yetkin bir avukat aracılığı ile takip etmenizi öneririz. Yukarıdaki makale ile ilgili olarak veya her türlü hukuki destek ve danışmanlık için büromuzla iletişime geçebilirsiniz.

 

İçeriklerimiz

Adres
BALGAT MAH. DOKTOR SADIK AHMET CADDESİ KREŞ APT. NO:49/1 ÇANKAYA ANKARA

İletişim Formu

YASAL UYARI

Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında bilgilendirme amaçlı olup reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.