Tam Yargı Davalarında Miktar Artırımında Faiz Başlangıç Tarihi: Danıştay İçtihadı İle Netleşen Uygulama

Tam Yargı Davalarında Miktar Artırımında Faiz Başlangıç Tarihi: Danıştay İçtihadı İle Netleşen Uygulama
16 Nisan 2025

Tam Yargı Davalarında Miktar Artırımında Faiz Başlangıç Tarihi: Danıştay İçtihadı İle Netleşen Uygulama

 

16 Nisan 2025 tarihli Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararıyla, tam yargı davalarında miktar artırımı halinde faiz başlangıç tarihine ilişkin yıllardır süregelen görüş ayrılıkları sona erdirilmiş ve uygulamada birlik sağlanmıştır.

İdarenin işlem veya eylemleri sonucunda bireylerin uğradığı maddi ve manevi zararların giderilmesi amacıyla açılan tam yargı davalarında, davacı genellikle dava dilekçesinde belirli bir tazminat tutarı talep eder. Ancak zarar, dava açıldığı sırada tam olarak belirlenemeyebilir ya da yargılama sürecinde yeni deliller ışığında zararın boyutu netleşebilir. Bu gibi durumlarda davacı, devam eden dava süresince talep ettiği tazminat miktarını artırma yoluna gidebilir.

Bu imkân, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 16/4 maddesine 2013 yılında eklenen hükümle tanınmıştır. Söz konusu düzenleme, davacıların gerçek zararlarını eksiksiz şekilde tazmin ettirebilmelerini sağlamak amacıyla getirilmiştir. Ancak, miktar artırımı sonrasında bu kısma hangi tarihten itibaren faiz işletileceği hususunda mahkemeler arasında uzun süre farklı uygulamalar benimsenmiş, bu da hem hukuki belirsizliğe hem de davacıların hak kaybı yaşamasına neden olmuştur.

Artırılan Miktara Faiz Hangi Tarihten İtibaren Uygulanmalı?

Tam yargı davalarında, dava dilekçesinde talep edilen tazminat miktarına genellikle dava açıldığı tarihten veya idareye başvuru tarihinden itibaren faiz uygulanır. Ancak, miktar artırımı yapıldığında, artırılan kısma faiz uygulanacak tarihin ne olacağı konusunda mahkemeler arasında görüş ayrılıkları vardı:

  1. Bazı mahkemeler: Artırılan kısma, ilk dava açıldığı tarihten veya idareye başvuru tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiğini savunuyordu. Gerekçe olarak, zararın baştan beri var olduğu ve miktar artırımının sadece bu zararın netleşmesi anlamına geldiği belirtiliyordu.
  2. Diğer mahkemeler: Artırılan kısma, miktar artırım dilekçesinin mahkeme kayıtlarına girdiği tarihten itibaren faiz uygulanması gerektiğini düşünüyordu. Bu görüşe göre, artırılan miktar yeni bir talep olarak değerlendirilmeliydi.
  3. Bir başka grup: Artırılan kısma, dilekçenin idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren faiz uygulanması gerektiğini ileri sürüyordu. Bu tarihin, idarenin temerrüde düştüğü an olduğu savunuluyordu.

Bu farklı yaklaşımlar, davacıların haklarını tam olarak alamamasına ve yargı kararları arasında tutarsızlığa yol açıyordu.

 

Danıştay’ın Kararı: Faiz, İlk Taleple Aynı Tarihten Başlar !!

Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu, 24 Ekim 2024 tarihinde oy çokluğuyla aldığı kararla bu belirsizliği giderdi. Karara göre:

Tam yargı davalarında, dava dilekçesinde talep edilen miktara hangi tarihten itibaren faiz uygulanacaksa, artırılan miktara da aynı tarihten itibaren faiz uygulanır.

Bu kararın temel gerekçeleri şunlardır:

  • Miktar artırımının niteliği: Miktar artırımı, yeni bir dava veya yeni bir talep değil, mevcut davanın bir uzantısıdır. Davacının amacı baştan beri gerçek zararını tazmin ettirmektir; artırılan miktar, bu zararın sonradan netleşen bir parçasıdır.
  • Zararın doğuşu: Zarar, idari işlem veya eylem gerçekleştiğinde doğar. Dolayısıyla, faiz de bu zararın doğduğu tarihe bağlı olarak hesaplanmalıdır. Miktar artırımı, zararın varlığını değil, sadece miktarını netleştirir.
  • Adil yargılanma hakkı: Davacı, yargılama sürecindeki gecikmelerden dolayı faiz kaybına uğramamalıdır. Eğer faiz sonradan başlarsa, davacı paranın zaman değerinden mahrum kalır ki bu, adil yargılanma hakkına aykırıdır.
  • Yasal düzenlemelerin ruhu: 2577 sayılı Kanun’un 16/4 maddesi, davacıların hak kaybı yaşamaması için eklenmiştir. Danıştay, bu maddenin amacına uygun bir yorum yapmıştır.

Bu karar, tam yargı davalarında önemli bir içtihat birliği sağlamıştır:

  • Hukuki belirsizlik sona erdi: Artık tüm mahkemeler, artırılan tazminat miktarına da ilk taleple aynı tarihten itibaren faiz uygulayacak.
  • Davacıların hakları korundu: Davacılar, yargılama sürecinde zararlarının tam olarak tazmin edilmesini sağlayabilecek ve faiz kaybı yaşamayacaklar.
  • Yargı kararlarında tutarlılık sağlandı: Farklı mahkemelerin farklı tarihler belirlemesi sona erecek, bu da hukukun öngörülebilirliğini artıracak.

Örneğin, bir depremde yakınını kaybeden bir kişi, idareyi sorumlu tutarak 100 bin TL tazminat talep etmiş olsun. Yargılama sürecinde bilirkişi raporuyla zararın 150 bin TL olduğu ortaya çıksın. Dava 1 Ocak 2020’de açıldıysa, hem 100 bin TL’ye hem de artırılan 50 bin TL’ye 1 Ocak 2020’den itibaren faiz uygulanacak.

 

Danıştay’ın bu kararı, tam yargı davalarında adaletin ve hukuki tutarlılığın sağlanması açısından önemli bir adım olarak değerlendirilmelidir. Karar, davacıların haklarını korurken, idari yargıda birliği ve öngörülebilirliği de güçlendirmiştir. Bu sayede, idarenin sorumluluğuna dayalı davalarda bireylerin mağduriyetleri daha etkin bir şekilde giderilebilecektir.

 

16 Nisan 2025 tarihli, 32872 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararının tam metni için buraya tıklayabilirsiniz.

İçeriklerimiz

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararının Tazminat Hukukuna Katkıları ve Zamanaşımı Süresi Üzerindeki Etkileri - yargitay-hukuk-genel-kurulu-kararinin-tazminat-hukukuna-katkilari-ve-zamanasimi-sueresi-uezerindeki-etkileri

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararının Tazminat Hukukuna Katkıları ve Zamanaşımı Süresi Üzerindeki Etkileri

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.03.2008 tarihli, 2008/10-243 E., 2008/259 K. sayılı kararında maluliyet oranındaki artış, “yeni bir olgu” olarak kabul edilmiştir. Bu yaklaşım, ...

Trafik Para Cezalarına İlişkin Yönetmelikteki Süre ve İndirim Oranına Dair Bilgilendirme - trafik-para-cezalari

Trafik Para Cezalarına İlişkin Yönetmelikteki Süre ve İndirim Oranına Dair Bilgilendirme

31 Ocak 2024 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan düzenleme ile, trafik cezalarına ilişkin önemli değişiklikler yapıldı. Erken ödeme süresi bir aya çıkarıldı ve cezadan yapılan indir...

Tam Yargı Davalarında Miktar Artırımında Faiz Başlangıç Tarihi: Danıştay İçtihadı İle Netleşen Uygulama - tam-yargi-davalarinda-miktar-artiriminda-faiz-baslangic-tarihi-danistay-ictihadi-ile-netlesen-uygulama

Tam Yargı Davalarında Miktar Artırımında Faiz Başlangıç Tarihi: Danıştay İçtihadı İle Netleşen Uygulama

16 Nisan 2025 tarihli Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararıyla, tam yargı davalarında miktar artırımına uygulanacak faiz tarihine ilişkin farklı yargı kararları arasında b...

Diş Kırığı Kemik Kırığı Sayılmaz: Ceza Artırımı Yapılamaz - dis-kirigi-kemik-kirigi-sayilmaz-ceza-artirimi-yapilamaz

Diş Kırığı Kemik Kırığı Sayılmaz: Ceza Artırımı Yapılamaz

Adli Tıp’a göre diş kırığı, kemik kırığı sayılmaz. Bu nedenle ceza artırımı yapılamaz. Yargıtay 3. CD 2020/16789 E., 2021/1852 K. sayılı kararında, diş kırığı gerekçesiyle verilen ...

Mahkûmiyet Kararı Suçtan Sonra ise “Sabıka” Sayılmaz: Takdiri İndirimi Etkilemez !! - mahkumiyet-karari-suctan-sonra-ise-sabika-sayilmaz-takdiri-indirimi-etkilemez

Mahkûmiyet Kararı Suçtan Sonra ise “Sabıka” Sayılmaz: Takdiri İndirimi Etkilemez !!

Suç tarihinden sonra kesinleşen mahkûmiyet kararı, sanığı sabıkalı yapmaz. Bu nedenle takdiri indirim uygulanmaması hukuka aykırıdır. Yargıtay 7. CD 2015/13860 sayılı kararıyla bu hususa dikkat çekmiştir. Tüm detaylar bu yazımızda!!

Kolluk Beyanlarının Delil Niteliği: Mahkeme Aşamasında Reddedilen İfadelerin Hukuki Geçerliliği - kolluk-beyanlarinin-delil-niteligi-mahkeme-asamasinda-reddedilen-ifadelerin-hukuki-gecerliligi

Kolluk Beyanlarının Delil Niteliği: Mahkeme Aşamasında Reddedilen İfadelerin Hukuki Geçerliliği

Kollukta alınan ifade, tanığın mahkemede bu beyanı reddetmesi hâlinde delil olarak değerlendirilemez. Yargıtay 3. CD, 2021/9002 E., 2022/8125 K. sayılı kararında bu durumu açıkça ortaya koymuştur. Tüm detaylar bu yazımızda!!

Mazeret Dilekçesinin Reddi Bozma Sebebidir! - mazeret-dilekcesinin-reddi-bozma-sebebidir

Mazeret Dilekçesinin Reddi Bozma Sebebidir!

Avukatın sağlık ve hava koşullarına dayalı mazeret dilekçesinin reddedilmesi, savunma hakkının ihlalidir. Yargıtay 21. HD, 2020 tarihli kararında bu durumun bozma sebebi olacağını açıkça ortaya koymuştur. Tüm detaylar bu yazımızda!!

UYAP’tan Gönderilen Mazeret Dilekçesi Duruşma Esnasında Sunulursa Dikkate Alınmak Zorunda! - uyap-tan-goenderilen-mazeret-dilekcesi-durusma-esnasinda-sunulursa-dikkate-alinmak-zorunda

UYAP’tan Gönderilen Mazeret Dilekçesi Duruşma Esnasında Sunulursa Dikkate Alınmak Zorunda!

Duruşma esnasında UYAP üzerinden sunulan mazeret dilekçesinin dikkate alınması gerektiğine dair Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2024 tarihli kararı, uygulamada sık karşılaşılan bir duruma netlik kazandırıyor. Tüm detaylar bu yazımızda!

Yalancı Tanık Hükme Esas Alınmışsa: Yargılamanın Yenilenmesi Mümkün mü? - yalanci-tanik-huekme-esas-alinmissa-yargilamanin-yenilenmesi-muemkuen-mue

Yalancı Tanık Hükme Esas Alınmışsa: Yargılamanın Yenilenmesi Mümkün mü?

Ceza davasında tanığın yalan söylediği sonradan ortaya çıkarsa ne olur? Yargıtay kararına göre, hükme esas alınan yalancı tanık nedeniyle yargılamanın yenilenmesi mümkün! Detayları bu yazımızda !!

Adres
BALGAT MAH. DOKTOR SADIK AHMET CADDESİ KREŞ APT. NO:49/1 ÇANKAYA ANKARA

İletişim Formu

YASAL UYARI

Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında bilgilendirme amaçlı olup reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.