Ceza yargılamasında sanık hakkında hüküm kurarken hâkimin takdir yetkisini kullanarak cezada indirim yapması mümkündür. Ancak bu takdiri indirim yapılırken, sanığın geçmişi, duruşmadaki tutumu gibi birçok faktör değerlendirilir. Bu noktada, sanığın “sabıkalı” olup olmaması da önem kazanır.
Ancak önemli bir ayrıntı şudur: Suç tarihinden sonra kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı, sanığın sabıkalı sayılmasına gerekçe oluşturamaz. Zira, kişi suçun işlendiği anda sabıkasızsa, daha sonra hakkında verilen başka bir mahkûmiyet kararı onun geçmişine leke düşürmez.
Yargıtay 7. Ceza Dairesi, 13.04.2015 tarihli 2014/3473 E. ve 2015/13860 K. sayılı kararında tam da bu hususa dikkat çekmiştir. Kararda, sanığın suç tarihinden sonra kesinleşen mahkûmiyet hükmüne dayanılarak sabıkalı kabul edilmesi ve bu nedenle takdiri indirimin uygulanmaması, hukuka aykırı bulunmuş ve karar bozulmuştur.
Bu karar, sanığın yargılandığı suç tarihinde sabıkalı olup olmadığının belirlenmesinin ne kadar kritik olduğunu ortaya koymaktadır. Hâkimlerin takdiri indirimde geçmişe ilişkin değerlendirme yaparken, yalnızca suç tarihinden önceki kayıtları göz önünde bulundurması gerekmektedir.
Sanığın suç tarihinden sonra kesinleşen mahkûmiyet hükmüne dayanılarak sabıkalı kabul edilmesinden bahisle takdiri indirim uygulanmaması hukuka aykırı olup bozmayı gerektirir. Yargıtay 7. CD, E. 2014/3473, K. 2015/13860, 13.04.2015
YARGITAY KARARI:
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı kanuna muhalefe
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Ele geçen eşyanın niteliğine ve suç tarihine göre, sanık ...'ın 5752 sayılı Yasa ile değişik 4733 sayılı Yasa'nın 8/4 maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi,
1-5237 sayılı TCK'nin 62. maddesinde takdiri indirim nedeni olarak "failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi" hususların düzenlenmesi karşısında, suç tarihinde düzenlenen adli sicil kaydına göre CMK 231. madde uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması ilamı dışında kaydı bulunmayan sanık hakkında, sabıkalı geçmişi gözetilerek olumlu kanaat hasıl olmadığından bahisle TCK 62/1 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2-Sanığın adli sicil bilgilerinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kaydının bulunduğu, bu kararın nihai bir karar olmaması nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmediği ve incelemeye konu olayın suç tarihinden sonra kesinleşen diğer mahkumiyet kararınında sanık hakkında kasıtlı suçtan mahkumiyetinin bulunmasına gerekçe gösterilemeyeceği ve sanığın talimat yoluyla alınan savunmasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasını talep ettiği ancak talimat evrakı ekinde zarar miktarını gösteren kemt varakasının olmadığı, bu suretle sanığın zarar miktarını bilmediği ve sanığa davaya konu eşyanın cif değerine göre, ...'nce tespit edilen eşyanın ithalinde öngörülen ...vergileri ve diğer eş etkili vergiler ile mali yükler toplamından oluşan ... vergilerinin kamu zararı olduğunun bildirilmesinden sonra objektif ve subjektif şartların birlikte değerlendirilmesi ve gerektiğinde 5271 sayılı CMK'nin 231/9 maddesi hükümleri de gözetilerek sonucuna göre karar verilmesinin gerekmesi,
3-Suçtan doğrudan zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan ...'nin davaya katılan olarak kabul edilip lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, sanık...'ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1 maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın cezada kazanılmış hakkının saklı tutulmasına 13/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.