Kolluk Beyanlarının Delil Niteliği: Mahkeme Aşamasında Reddedilen İfadelerin Hukuki Geçerliliği

Kolluk Beyanlarının Delil Niteliği: Mahkeme Aşamasında Reddedilen İfadelerin Hukuki Geçerliliği
15 Nisan 2025

Kolluk Beyanlarının Delil Niteliği: Mahkeme Aşamasında Reddedilen İfadelerin Hukuki Geçerliliği

Ceza muhakemesinde delil serbestliği ilkesi geçerli olsa da bu ilkenin mutlak olmadığı, özellikle adil yargılanma hakkını zedeleyen uygulamaların kabul görmediği açıktır. Bu kapsamda, kolluk kuvvetleri tarafından soruşturma aşamasında alınan ifadeler, ancak bazı şartlarla hükme esas alınabilir.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 21.11.2022 tarihli, 2021/9002 E. ve 2022/8125 K. sayılı kararında; kolluk tarafından bilgisine başvurulan kişinin, kovuşturma aşamasında tanık olarak dinlendiği oturumda önceki beyanlarını kabul etmemesi hâlinde, bu ilk beyanların delil olarak değerlendirilemeyeceği açıkça ifade edilmiştir.

Zira, tanığın huzurda verdiği beyan esas alınır. Huzurda, yani mahkemede yapılan sorgulama sırasında reddedilen kolluk beyanlarının, hükme esas alınması hâlinde savunma hakkı ciddi şekilde ihlal edilmiş olur. Bu da adil yargılanma ilkesine açıkça aykırıdır.

Bu karar, kolluk ifadelerinin mutlak bir delil gibi değerlendirilemeyeceğini ve yargılamada esas alınacak beyanın doğrudan, açık ve tarafların huzurunda verilmiş olması gerektiğini bir kez daha ortaya koymuştur. Sanık ya da müdafi açısından, kollukta alınmış ve sonradan mahkeme huzurunda inkâr edilmiş ifadelerin çürütülmesi, bu tür bir emsal karar sayesinde mümkündür.

 

YARGITAY KARARI:

 

 

İNCELENEN KARARIN;
Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.01.2018 tarih ve 2017/130 – 2018/38 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3-5/1. maddesi, TCK’nın 62/1, 53/1, 2-3, 58/9, 63. maddeleri uyarınca verilen mahkumiyet kararının istinaf başvurusunun
esastan reddi

Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Ayrıntıları Dairemizin 2017/1809 esas ve 2017/5155 sayılı kararında ve Dairemizce de benimsenen, istikrar kazanmış yargısal kararlarda açıklandığı üzere;
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.).
Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin "suç işlemek amacı" olması aranır (... özel kısım syf.263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf.28, Özgenç Genel Hükümler syf.280).
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Başka dosya sanığı olduğu anlaşılan ...'nün 06.09.2016, ..., ... ile ...'in 07.09.2016, ... ve ...’ın 08.09.2016, ... ve ...’ın 09.09.2016, ...'in 11.11.2016, ...’un ise 21.09.2016 tarihinde kolluk tarafından ifade alma tutanağı başlığı altında ve ifadesi alınan olarak alınan beyanlarını, kovuşturma aşamasında tanık sıfatıyla dinlendikleri oturumda kabul etmemeleri karşısında beyanlarının delil olarak değerlendirilmeyeceği ve hükme esas alınamayacağı, şüpheli sıfatıyla müdafii huzurunda beyanları bulunan tanık ... ve ...'in alınan beyanlarının hükme esas alınması yasaya uygun olmakla birlikte, tanıkların beyanlarında sanığın 17-25 Aralık öncesi yapılan sohbet toplantılarına iştirak ettiği ancak 17-25 Aralık sonrası sanık hakkında beyanlarının bulunmadığı, Garson kod adlı gizli tanıktan ele geçen SD kartın incelenmesi sonucunda oluşturulan veri inceleme raporuna göre "sanığın 2015 Mart dönemine kadar derecesinin “SC”, 2015 Mart döneminden sonra derecesinin "SCC" olarak belirtildiği, “SC” kodlamasının; “ 17-25 Aralık sürecinden etkilenmiş olan", "SCC" kodlamasının ise 17-25 Aralık sürecinden etkilenmiş olan Fetö mensuplarından tekrar kazanılmaya üçüncü derecede yakın" kişileri ifade ettiğinin anlaşılması karşısında sanığın 17-25 Aralık 2013 tarihinden sonra örgütsel faaliyetlerine devam edip etmediğine ilişkin her türlü şüpheden uzak kesin ve yeterli delil bulunmadığı, dosyaya yansıyan mevcut deliller dikkate alındığında sanığın eylemlerinin örgüte sempati düzeyinde olduğu gözetilmeden atılı silahlı terör örgütü üyeliği suçundan beraati yerine yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle 5271 sayılı CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesine kararın bir örneğinin bilgi için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

İçeriklerimiz

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararının Tazminat Hukukuna Katkıları ve Zamanaşımı Süresi Üzerindeki Etkileri - yargitay-hukuk-genel-kurulu-kararinin-tazminat-hukukuna-katkilari-ve-zamanasimi-sueresi-uezerindeki-etkileri

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararının Tazminat Hukukuna Katkıları ve Zamanaşımı Süresi Üzerindeki Etkileri

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.03.2008 tarihli, 2008/10-243 E., 2008/259 K. sayılı kararında maluliyet oranındaki artış, “yeni bir olgu” olarak kabul edilmiştir. Bu yaklaşım, ...

Trafik Para Cezalarına İlişkin Yönetmelikteki Süre ve İndirim Oranına Dair Bilgilendirme - trafik-para-cezalari

Trafik Para Cezalarına İlişkin Yönetmelikteki Süre ve İndirim Oranına Dair Bilgilendirme

31 Ocak 2024 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan düzenleme ile, trafik cezalarına ilişkin önemli değişiklikler yapıldı. Erken ödeme süresi bir aya çıkarıldı ve cezadan yapılan indir...

Tam Yargı Davalarında Miktar Artırımında Faiz Başlangıç Tarihi: Danıştay İçtihadı İle Netleşen Uygulama - tam-yargi-davalarinda-miktar-artiriminda-faiz-baslangic-tarihi-danistay-ictihadi-ile-netlesen-uygulama

Tam Yargı Davalarında Miktar Artırımında Faiz Başlangıç Tarihi: Danıştay İçtihadı İle Netleşen Uygulama

16 Nisan 2025 tarihli Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararıyla, tam yargı davalarında miktar artırımına uygulanacak faiz tarihine ilişkin farklı yargı kararları arasında b...

Diş Kırığı Kemik Kırığı Sayılmaz: Ceza Artırımı Yapılamaz - dis-kirigi-kemik-kirigi-sayilmaz-ceza-artirimi-yapilamaz

Diş Kırığı Kemik Kırığı Sayılmaz: Ceza Artırımı Yapılamaz

Adli Tıp’a göre diş kırığı, kemik kırığı sayılmaz. Bu nedenle ceza artırımı yapılamaz. Yargıtay 3. CD 2020/16789 E., 2021/1852 K. sayılı kararında, diş kırığı gerekçesiyle verilen ...

Mahkûmiyet Kararı Suçtan Sonra ise “Sabıka” Sayılmaz: Takdiri İndirimi Etkilemez !! - mahkumiyet-karari-suctan-sonra-ise-sabika-sayilmaz-takdiri-indirimi-etkilemez

Mahkûmiyet Kararı Suçtan Sonra ise “Sabıka” Sayılmaz: Takdiri İndirimi Etkilemez !!

Suç tarihinden sonra kesinleşen mahkûmiyet kararı, sanığı sabıkalı yapmaz. Bu nedenle takdiri indirim uygulanmaması hukuka aykırıdır. Yargıtay 7. CD 2015/13860 sayılı kararıyla bu hususa dikkat çekmiştir. Tüm detaylar bu yazımızda!!

Kolluk Beyanlarının Delil Niteliği: Mahkeme Aşamasında Reddedilen İfadelerin Hukuki Geçerliliği - kolluk-beyanlarinin-delil-niteligi-mahkeme-asamasinda-reddedilen-ifadelerin-hukuki-gecerliligi

Kolluk Beyanlarının Delil Niteliği: Mahkeme Aşamasında Reddedilen İfadelerin Hukuki Geçerliliği

Kollukta alınan ifade, tanığın mahkemede bu beyanı reddetmesi hâlinde delil olarak değerlendirilemez. Yargıtay 3. CD, 2021/9002 E., 2022/8125 K. sayılı kararında bu durumu açıkça ortaya koymuştur. Tüm detaylar bu yazımızda!!

Mazeret Dilekçesinin Reddi Bozma Sebebidir! - mazeret-dilekcesinin-reddi-bozma-sebebidir

Mazeret Dilekçesinin Reddi Bozma Sebebidir!

Avukatın sağlık ve hava koşullarına dayalı mazeret dilekçesinin reddedilmesi, savunma hakkının ihlalidir. Yargıtay 21. HD, 2020 tarihli kararında bu durumun bozma sebebi olacağını açıkça ortaya koymuştur. Tüm detaylar bu yazımızda!!

UYAP’tan Gönderilen Mazeret Dilekçesi Duruşma Esnasında Sunulursa Dikkate Alınmak Zorunda! - uyap-tan-goenderilen-mazeret-dilekcesi-durusma-esnasinda-sunulursa-dikkate-alinmak-zorunda

UYAP’tan Gönderilen Mazeret Dilekçesi Duruşma Esnasında Sunulursa Dikkate Alınmak Zorunda!

Duruşma esnasında UYAP üzerinden sunulan mazeret dilekçesinin dikkate alınması gerektiğine dair Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2024 tarihli kararı, uygulamada sık karşılaşılan bir duruma netlik kazandırıyor. Tüm detaylar bu yazımızda!

Yalancı Tanık Hükme Esas Alınmışsa: Yargılamanın Yenilenmesi Mümkün mü? - yalanci-tanik-huekme-esas-alinmissa-yargilamanin-yenilenmesi-muemkuen-mue

Yalancı Tanık Hükme Esas Alınmışsa: Yargılamanın Yenilenmesi Mümkün mü?

Ceza davasında tanığın yalan söylediği sonradan ortaya çıkarsa ne olur? Yargıtay kararına göre, hükme esas alınan yalancı tanık nedeniyle yargılamanın yenilenmesi mümkün! Detayları bu yazımızda !!

Adres
BALGAT MAH. DOKTOR SADIK AHMET CADDESİ KREŞ APT. NO:49/1 ÇANKAYA ANKARA

İletişim Formu

YASAL UYARI

Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında bilgilendirme amaçlı olup reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.