İşverenin Haklı Nedenle Fesih Hakkı

İşverenin Haklı Nedenle Fesih Hakkı
İşverenin haklı nedenle fesih hakkı, iş sözleşmesini belirli ve ciddi nedenlere dayanarak tek taraflı olarak sona erdirme yetkisidir. Bu hak, işyeri düzeninin korunması, verimliliğin sağlanması ve iş disiplininin devam ettirilmesi amacıyla tanınmıştır. Ancak, haklı nedenle fesih uygulamalarının hukuka uygun olarak yapılması ve hem işverenin hem de çalışanın haklarını koruyacak şekilde gerçekleştirilmesi gerekir.
Hukuki Dayanaklar ve İş Kanunu Çerçevesi
İşverenin haklı fesih hakkı, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, haklı nedenle fesih hakkı aşağıdaki kategorilere ayrılabilir:
- Sağlık Sebepleri: Çalışanın hastalığının veya engelliliğinin iş görmesini uzun süreli olarak engellemesi ve bu durumun iş yerinde verimliliği ciddi şekilde etkilemesi.
- Ahlak ve İyi Niyet Kurallarına Aykırı Davranışlar:
- Hile, dolandırıcılık, sahtekarlık yapmak,
- İşverenin güvenini sarsacak eylemlerde bulunmak,
- İş yerinde hırsızlık yapmak,
- Şiddet, hakaret veya taciz gibi kabul edilemez davranışlarda bulunmak.
- Zorlayıcı Sebepler: İş yerinde çalışanın çalışmasını engelleyen doğal afetler, salgın hastalıklar veya diğer beklenmedik durumlar.
Devamsızlık ve Çalışma Disiplinsizliği:
- İşçinin ardışık olarak 2 gün veya bir ay içinde toplam 3 gün işe gelmemesi,
- İşveren tarafından verilen makul emir ve talimatlara uymaması.
Haklı Fesih Koşulları ve Usulü
İşverenin haklı fesih hakkını kullanabilmesi için belirli prosedürlere uyması gerekir:
- Delillerin Mevcudiyeti: Fesih kararının hukuka uygun olabilmesi için somut ve belgelenebilir deliller sunulmalıdır. (Güvenlik kameraları kayıtları, yazılı tutanaklar, tanık beyanları vb.)
- Savunma Hakkının Tanınması: Haklı fesih süreci içinde çalışana savunma hakkı verilmesi gerekmektedir. Savunma hakkı tanınmadan yapılan fesihler hukuka aykırı olabilir.
- Yazılı Bildirim Yapılması: Fesih işlemi yazılı olarak bildirilmelidir. Sözlü fesihler genellikle hukuki ihtilaflara yol açabilir.
Haklı Fesih Sonuçları
Haklı nedenle fesih durumunda şu sonuçlar ortaya çıkabilir:
- Kıdem ve İhbar Tazminatı: İşveren haklı nedenle fesih yaptığında çoğu durumda çalışanın kıdem ve ihbar tazminatı hakkı ortadan kalkar. Ancak bu durum fesih sebebine göre değişebilir.
- Hukuki İhtilaflar: İşçi, işverenin haklı fesih kararına itiraz ederek mahkemeye başvurma hakkına sahiptir. Bu nedenle işverenin tüm hukuki prosedürleri eksiksiz yerine getirmesi önemlidir.
Sosyal Güvenlik ve İşsizlik Maaşı: Haklı nedenle fesih durumunda çalışan genellikle işsizlik maaşı alamaz. Ancak, fesih sebebinin tartışmaya açık olduğu durumlarda SGK ve İşkur'un değerlendirmesi farklı olabilir.
Ek Hususlar ve Uygulamada Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Arabuluculuk Süreci: İş hukuku davalarında zorunlu arabuluculuk uygulaması bulunmaktadır. İşçi ve işveren, fesih sonrası uyuşmazlıkları mahkemeye taşımadan önce arabulucu aracılığıyla çözmeye çalışmalıdır.
- Fesih Bildiriminde Usul: İşverenin fesih bildirimini noter kanalıyla veya iadeli taahhütlü posta yoluyla yapması, ileride doğabilecek hukuki ihtilafları önlemek açısından önemlidir.
- İşçinin Hak Arama Yolları: İşçi, işe iade davası açabilir ve işverenin fesih işleminin geçersizliğini ispat etmeye çalışabilir. İşe iade davası açma süresi, fesih bildiriminden itibaren bir ay ile sınırlıdır.
Sonuç
İşverenin haklı nedenle fesih hakkı, iş disiplininin ve verimliliğin korunması için önemli bir uygulamadir. Ancak bu hakkın hukuka uygun ve adil bir şekilde kullanılması gerekir. Aksi takdirde, iş mahkemelerinde işveren aleyhine dâvâ açılabilir. Bu nedenle, işverenlerin fesih kararlarını alırken profesyonel hukuki danışmanlık alması önerilir.
İş hukuku davalarında, avukatlık ve danışmanlık ücretleri müvekkil ile avukat arasında somut olayın özelliklerine göre değişkenlik gösterir ve taraflar arasında serbest bir biçimde belirlenmektedir. Bu noktada avukatlar için asgari ücret niteliği gösteren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) önem arz eder. Avukatların bu tarifede belirtilen ücretlerin altında bir ücretle iş alması yasaktır. Bu asgari ücretler davaların karmaşıklığına, mahkemesine, sürecin uzunluğuna ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. Ayrıca avukatlık asgari ücret tarifesi her yıl yenilenir ve güncellenir. Bunun yanında Ankara Barosu Avukatlık Tavsiye Ücret Tablosu mevcuttur. Bu ücret tarifesinin bir öneri niteliği taşıdığı da belirtilmelidir. Avukatlık ücretleri yine avukat ve müvekkil arasında; asgari ücret tarifesi, çalışma saatleri, davaya hazırlık süreci, delil toplama işlemleri, savunma stratejilerinin belirlenmesi, duruşmalar, müvekkil ile iletişim, avukatın deneyimi, uzmanlığı, bulunduğu şehir veya bölge gibi faktörlere bağlı olarak serbest bir şekilde belirlenmektedir.
Önemle belirtmek gerekir ki bu yazıdaki bilgilerin tamamı genel bir bilgilendirme içermekte olup hukuki danışmanlık ve reklam gibi algılanmamalıdır. Yaşanılan her bir olay ve uyuşmazlığın bağımsız biçimde ayrı bir hukuki değerlendirmeye tabi tutulması gerekir. Ayrıca her bir hukuki konu ve meselenin çözümü uzman bilgisi gerektirmektedir. Bu sebeple de karşı karşıya kaldığınız hukuki uyuşmazlıklar ve olaylar için yetkin bir avukattan hukuki danışmanlık almanızı, Yargıya taşınan uyuşmazlıklar açısından da dosyalarınızı yetkin bir avukat aracılığı ile takip etmenizi öneririz. Yukarıdaki makale ile ilgili olarak veya her türlü hukuki destek ve danışmanlık için büromuz ile iletişime geçebilirsiniz.
İletişim Formu
YASAL UYARI
Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında bilgilendirme amaçlı olup reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.