İşveren Lehine İhtiyari Arabuluculuklar Avans Niteliğindedir

İşveren Lehine İhtiyari Arabuluculuklar Avans Niteliğindedir - 165

İŞVEREN LEHİNE İHTİYARİ ARABULUCULUKLAR AVANS NİTELİĞİNDEDİR

 

Yargıtay iş akdi devam ederken girdi çıktı mahiyetindeki ihtiyari arabuluculuklar ve işverenlerin lehine yürütülen ihtiyari arabuluculuk anlaşmalarının “avans” niteliğinde olduğu ve geçerli bir anlaşma olmadığı yönünde önemli bir karar verdi. Yargıtay’a göre aslında ortada bir uyuşmazlık olmadığı, girdi-çıktı mahiyetinde yürütülen arabuluculuklar bakımından uyuşmazlık yoksa arabuluculuğa da gerek yoktur.

 

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2024/10147 E., 2024/1332 K. Sayılı ve 10.10.2024 Tarihli Kararına göre;

 

“...Dairemize intikal eden dosyalardan, taraflar arasında henüz bir uyuşmazlık bulunmamasına rağmen, işverence başlatılan arabuluculuk süreci sonunda anlaşma belgesi düzenlenmesi şeklinde bir uygulamaya sıklıkla başvurulduğu anlaşılmaktadır. 6325 sayılı Kanun'un 1 inci maddesinde arabuluculuğun hukuk uyuşmazlıklarının çözümünde uygulanacak bir çözüm yolu olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle öncelikle taraflar arasında bir hukuk uyuşmazlığının varlığı, arabuluculuğun ön koşuludur. Ortada somut bir uyuşmazlık bulunmadığı hâlde ihtiyari arabuluculuk yoluyla düzenlenen son tutanağın veya anlaşma belgesinin, 6325 sayılı Kanun'un 18 inci maddesinin beşinci fıkrasında öngörülen bir belge anlamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

Diğer yandan, 6325 sayılı Kanun'un açıkça hukuk uyuşmazlıklarının çözümü için öngördüğü bu yöntemin amacına uygun kullanılması gerekir. Bir hakkın amacına aykırı kullanılması, bütün hukuk sistemlerinde olduğu gibi 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesine göre de hakkın kötüye kullanımı niteliği taşır. Bu nedenle arabuluculuk, iş sözleşmesinin sona erdirilmesi ve feshin sonuçlarına ilişkin muhasebe işlemlerinin yapılması için bir araç olarak kullanılamaz. Başka bir anlatımla; arabuluculuk sistemi, iş sözleşmesinin sona erdirilmesi veya iş sözleşmesinden doğan alacaklara ilişkin ödeme belgelerinin düzenlenmesi amacıyla kullanılacak bir yöntem değildir. Belirtmek gerekir ki ortada bir uyuşmazlık bulunmadığı hâlde, iş sözleşmesinden doğan borcun ifasına yönelik işlemlerin arabulucu önünde yapılması gerekmez. Salt ödemeyi belgelendirmek amacıyla yapılan bu uygulama, bir uyuşmazlığı çözmeye yönelik bir yöntem değil; aksine işverenin borcu ifa işlemine, arabuluculuk anlaşma belgesi niteliği kazandırmak amacıyla başvurduğu bir yöntem olarak değerlendirilmelidir.

Yukarıda açıklanan ilke ve esaslara göre somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu tazminat ve alacaklar yönünden arabuluculuk süreci başlamadan önce taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğuna yönelik dosyada herhangi bir delil mevcut değildir. Aksine, davacı tarafından verildiği iddia edilen istifa dilekçelerinin ve dilekçelerdeki beyanların geçerli olup olmadığı bir tarafa bırakılırsa, mevcut belgelere göre taraflar arasında arabuluculuk faaliyeti başlamadan önce herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.Kaldı ki 10.10.2020 tarihinde davacının iş sözleşmesinin sona ermediği ve çalışmasının devam ettiği görülmektedir. 10.10.2020 tarihli anlaşma belgesinde yer alan, sözleşmenin sona ermesine bağlı olan kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin alacağı yönünden taraflar arasında bu nedenle de bir uyuşmazlık çıktığından söz edilemez. Bu durumda gerçekte bir fesih söz konusu olmadığı hâlde işçiye ihbar ve kıdem tazminatı adı altında bir ödemenin arabulucu önünde yapılan anlaşma ile kararlaştırılmış olması, ödemenin avans niteliğini ortadan kaldırmaz. Aynı şekilde iş sözleşmesi sona ermediği hâlde yıllık ücretli izin hakkının arabuluculuk anlaşma belgesi ile paraya tahvil edilmesi de kabul edilemez.Açıklanan sebeplerle; 10.10.2020 ve 30.04.2021 tarihli anlaşma belgelerinin geçerli bir arabuluculuk anlaşma belgesi niteliğinde olmadığı anlaşıldığından, söz konusu belgeler yönünden, 6098 sayılı Kanun'un 420 nci maddesindeki koşullara veya ifaya ilişkin hükümlere göre değerlendirme yapılarak, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir…”

 

İçeriklerimiz

Alkollü Sürücüye Kasko Ödemesi: Kusursuz Olmak Yeterli mi? - alkollue-sueruecueye-kasko-oedemesi-kusursuz-olmak-yeterli-mi

Alkollü Sürücüye Kasko Ödemesi: Kusursuz Olmak Yeterli mi?

Trafik kazası, kusuru olan ya da kusuru bulunmayan sürücü, kasko poliçesi kapsamında kayıtlı şartlar dahilinde hasar ödemesi alabilir. Bu durumda, ödenecek tutar ve kapsam; sigorta sözleşmesinde yer alan teminat limitleri, istisnalar ve ek şartlara b...

Kat İrtifakı Nedir? - kat-irtifaki-nedir

Kat İrtifakı Nedir?

Kat İrtifakı Nedir? Kat İrtifakı Kurulabilmesi İçin Gerekli Koşullar Nelerdir? Kat İrtifakı Sahiplerinin Hak ve Yükümlülükleri Nelerdir? Bütün bu soruların cevapları için bu yazımızı okumalısınız!

Aile Hukukunda Uzaklaştırma Kararı ve Koruma Tedbirleri - aile-hukukunda-uzaklastirma-karari-ve-koruma-tedbirleri

Aile Hukukunda Uzaklaştırma Kararı ve Koruma Tedbirleri

Dünyanın pek çok yerinde kadınlar ve cinsiyet farkı gözetmeksizin zayıf durumda olan bireyler, şiddete maruz kalmaktadır. Bu durumu engellemek amacıyla devletler, uluslararası düzeyde ve kendi iç hukuklarında çeşitli yasal düzenlemeler yapmaktadır. T...

2025 CMK Tarifesi Açıklandı! - 2025-cmk-asgari-uecret-tarifesi-aciklandi

2025 CMK Tarifesi Açıklandı!

2025 CMK Tarifesi Yayımlandı! Detaylar bu yazımızda!

 Hukuka Aykırı Arama: Deliller de Şüpheli! - hukuka-aykiri-arama-deliller-de-suepheli

Hukuka Aykırı Arama: Deliller de Şüpheli!

Bir aramanın hukuka uygun olması için yalnızca mahkeme kararı veya savcılık izni yeterli değildir. Kanun, konut aramalarında ihtiyar heyetinden veya komşulardan en az iki kişinin kesintisiz olarak bulunmasını şart koşar. Peki, bu kişiler yoksa ne olu...

Tüketici Davalarında Zorunlu Arabuluculuk - tueketici-davalarinda-zorunlu-arabuluculuk

Tüketici Davalarında Zorunlu Arabuluculuk

Tüketici davalarında zorunlu arabuluculuk, tarafların mahkemeye gitmeden önce aralarındaki uyuşmazlığı bir arabulucu yardımıyla çözmelerini öngören hukuki bir mekanizmadır. Bu uygulama, 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve 6502 sayılı Tüketicinin...

Trafik Kazalarında Tedavi Giderleri: SGK mı, Sigorta Şirketi mi? - trafik-kazalarinda-tedavi-giderleri-sgk-mi-sigorta-sirketi-mi

Trafik Kazalarında Tedavi Giderleri: SGK mı, Sigorta Şirketi mi?

Trafik kazaları, yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda maddi açıdan da ağır sonuçlar doğurabilir. Yaralanma sonucu ortaya çıkan tedavi masraflarının kim tarafından karşılanacağı konusu ise mağdurlar açısından oldukça kritik bir meseledir. Yargıtay'ın...

Büromuzda Stajını Yapan  Av. Kaan Metin Mesleğe İlk Adımını Attı  - bueromuzda-stajini-yapan-av-kaan-metin-meslege-ilk-adimini-atti

Büromuzda Stajını Yapan Av. Kaan Metin Mesleğe İlk Adımını Attı

Lexis Hukuk ailesi olarak, büromuzda yasal stajını başarıyla tamamlayan ve avukatlık mesleğine adım atan Av. Kaan Metin’in ruhsat törenine katılmanın gururunu yaşadık.

Tehir-i İcra Kararı ( İcranın Durdurulması) Nedir ve Nasıl Alınır? - tehir-i-icra-karari-icranin-durdurulmasi-nedir-ve-nasil-alinir

Tehir-i İcra Kararı ( İcranın Durdurulması) Nedir ve Nasıl Alınır?

Tehir-i İcra Kararı Nedir? İcranın Durdurulması ile Tehir-i İcra aynı şey mi? Peki bu Tehir-i İcra Kararı Nasıl Alınır? Bütün bu soruların cevapları için bu yazımızı okumalısınız!

Adres
BALGAT MAH. DOKTOR SADIK AHMET CADDESİ KREŞ APT. NO:49/1 ÇANKAYA ANKARA

İletişim Formu

YASAL UYARI

Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında bilgilendirme amaçlı olup reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.