İcra ve İflas Hukuku Nedir?
İcra ve İflas Hukuku Nedir?
Modern hukuklarda ihkak-ı hak yasaklanmıştır. İhkak-ı hak kişilerin haklarını bir yargı kararı olmadan bizzat kendilerinin alması demektir. Yani kişilerin bir yargı kararı olmaksızın kendi haklarını zor kullanarak korumaları ya da elde etmeleri yasaktır. Dolayısıyla alacakları borçlu tarafından zamanında veya gerektiği şekilde ödenmeyen alacaklılar zor kullanmak yoluyla alacaklarını tahsil edemezler. Böylesi bir durumda zorlama uygulayabilecek tek kişi kamu otoritesidir ve bunu yasalar çerçevesinde gerçekleştirebilir. Kamu düzeni ve yararının korunması bakımından kamu idaresine özel hukuk,özel borç ilişkilerine müdahil olabilmeyi sağlayan bir cebri icra yetkisi tanınmıştır.
İcra ve İflas Hukuku da, borçların icra yoluyla tahsil edilmesi ve iflas durumunda borç ve alacak ilişkilerinin düzenlenmesini konu alan bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı hem borçlu hem de alacaklının haklarını koruyarak adil bir çözüm düzeni yaratmayı hedefler. Ayrıca bu hedefe ulaşılması amacıyla haciz müessesesi ile kamu otoritesinin borçlunun belli mallarına belli sınırlar çerçevesinde el koyması da mümkündür.
İcra ve iflas hukuku gerek bu adil çözüm düzeni ile dengeyi sağlaması, bu sayede kamu yararı ile toplumsal huzurun sağlanması ve korunması gerek alacakların yasal yollarla tahsil edilmesini sağlaması ve gerekse de iflas durumlarında borçların yeniden yapılandırılarak borçlunun bu durumdan kurtarılmasını sağlaması bakımından oldukça önemlidir.
Bu hususlara ilişkin usul ve esaslar temel olarak İcra ve İflas Kanununda düzenlenmiştir.
İcra ve iflas hukuku kapsamında; icra, iflas, icra takibi türleri, icra takibi süreçleri, haciz ve haciz türleri, icra ve iflas hukuku ile ilgili iş ve davalar ve icra mahkemeleri gibi konular bulunmaktadır.
İcra ve İflasın Farkları
İcra ve iflas hukukunun iki temel konusu icra ve iflastır. Her ikisi de bir takip türüdür. İcra borçlunun borcunu ödememesi üzerine kamu otoritesinin alacağı borçludan tahsil ederek alacaklıya ödemesidir. İflas ise tacirlerin borçlarını ödememesi ve birtakım özel durumlarda söz konusu olan bir takip yöntemidir. Bu iki takip türü arasında birtakım farklılıklar mevcuttur;
İCRA (CÜZİ İCRA) | İFLAS (KÜLLİ İCRA) |
Amaç alacaklının alacağının tahsil edilmesidir. | Amaç borçlunun borçlarının yapılandırılması ve alacaklarının ödenmesidir. |
Bazı durumlarda bazı sınırlara tabi olarak borçlunun birtakım mallarına el konulur. | Müflisin (iflas eden) tüm mal varlığına el konulur. |
Kişinin kendi icrasını, borcunun zorla icra ettirilmesini talep etmesi söz konusu olmaz. | Tacirin kendi iflasını talep edebilmesi mümkündür. |
Takip kararı çıkarılması ve takibin gerçekleşmesi yeterlidir. | Asliye ticaret mahkemesinin kararı gerekir. |
Alacaklının alacaklarının ödenmesinde haciz yoluna başvurulur. | Borçlunun borçlarının yapılandırılması ve ödenmesi için iflas organları tarafından belli bir prosedür uygulanır. |
Borçlu ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde takibe itiraz edebilir. | Müflis alacaklılar tarafından açılan iflas davasının kendisine tebliğinden itibaren 15 gün içinde itiraz edebilir. |
Borçlu haciz işlemlerine itiraz edebilir. | Müflis, iflasın ertelenmesi hakkında mahkemeye itiraz edebilir. |
İcra Takibi Türleri
İcra takibi temel olarak 3 türdedir. İcra takibi türleri şunlardır;
İlamlı İcra
İlamsız İcra
Rehnin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takip
İlamlı İcra: İlamlı icra kural olarak bir mahkeme kararına (ilam) dayalı olarak başlatılan icra türüdür. Bunun yanında Kanunda ilam niteliğinde olduğu belirtilen bir takım belgeler mevcuttur. Bunlar da ilamlı icra takibine dayanak edilebilir. Bu belgeler şunlardır;
Mahkeme Huzurunda Yapılan Sulhler
Mahkeme Huzurunda Yapılan Kabuller
Para Borcu İkrarını İçeren Düzenleme Şeklinde Hazırlanan Noter Senetleri
İstinaf Kefaletnameleri
Temyiz Kefaletnameleri
İcra Dairelerindeki Kefaletnameler
İlamsız İcra: İlamsız icra takipleri 3 farklı şekilde yapılabilmektedir. Bunlar şunlardır;
Genel Haciz Yoluyla Takip: Alacağın bir senede bağlı olup olmaması veya bir mahkeme ilamına dayanmıyor olması genel haciz yolu ile takibin yaygın şekilde başvurulan bir icra takibi yolu olmasının en önemli sebebidir. Bu yol Rehinle temin edilmemiş para ve teminat alacakları için başvurulan bir ilamsız icra yoludur.
Kambiyo Senetlerine (Çek, Poliçe, Bono) Özgü Haciz Yoluyla Takip: Bu yol elinde bir kambiyo senedi yani çek, poliçe veya bono bulunan bir alacaklının başvurduğu özel bir icra takibi yoludur. Bu takip yolunun aşamaları aşağıda yer verilen genel haciz yoluyla takibe ilişkin süreçlerle aynıdır. Ancak kambiyo senetlerinin kendine özgü bazı özellikleri sebebiyle bu özel icra takibi yolu oluşturulmuştur. Bu takip yolunda icra takibi başlatılırken ayrıca incelenmesi ve dikkat edilmesi gereken hususlar Senedin kambiyo senedi niteliğine sahip olup olmadığı, senedin aslının takip talebine eklenip eklenmediği, protesto gereken hallerde takip talebine protesto evrakının eklenip eklenmediği, takip talebinde bulunan alacaklının, senedin yetkili hamili olup olmadığı, senedin vadesinin gelip gelmediği hususlarıdır. Yine takip açıldıktan sonra itiraz usulleri de genel haciz yoluyla takipten farklılık arz etmektedir.
Kiralanan Taşınmazın Tahliyesi Yoluyla Takip: Kiracının kirayı ödememesi ile kira süresinin sona ermesi halinde kiralayanın tahliye talepli ilamsız icra yoluna başvurması mümkündür. Bu yol ile kiracıya ödemediği kira bedellerini ödemesi talepli ve aksi takdirde tahliye yolunun işletileceğinin belirtildiği bir ödeme emri gönderilir ve 30 gün içinde ödeme yapması ihtar edilir. Bu takibin dayanağı yazılı veya sözlü bir kira sözleşmesi olmalıdır. Kira bedelinin ödenmemesi halinde ilamsız icra takibi ile kira alacakları elde edilebilir. Ayrıca geçerli bir tahliye taahhütnamesi veya yazılı kira sözleşmesi mevcutsa bunun ilamsız icra takibine konu edilmesi ile kiracının taşınmazdan icra takibi yoluyla tahliyesi de sağlanabilmektedir. Koşullar mevcutsa bu ikisinin aynı icra takibi ile sağlandığı görülür.
Rehnin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takip: Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip ise rehin ile teminat altına alınmış alacakları için söz konusudur. Rehin ile teminat altına alınan alacaklar için genel haciz yoluyla takip yoluna başvurulamaz.
İlamlı icra ile ilamsız icra takibi arasında birtakım farklılıklar mevcuttur;
İLAMLI İCRA TAKİBİ | İLAMSIZ İCRA TAKİBİ |
Bir mahkeme kararına (ilam) ya da ilam niteliğinde belgeye dayanmalıdır. | Bir mahkeme kararı veya kambiyo senedine dayanmaya gerek yoktur. |
Konusu para alacağı, menkul teslimi, gayrimenkullerin tahliyesi, çocuk teslimi vb.dir. | Konusu para borcu, teminat ya da diğer alacaklar olabilir. |
Ödeme emrine itiraz süresi 7 gündür. | Ödeme emrine itiraz süresi 7 gündür. |
İtiraz sebepleri; borcun ödenmesi, erteleme ve zamanaşımıdır. | İtiraz sebepleri; imzaya itiraz ve borca itirazdır. |
Borçlunun takibe itirazı takibi durdurmaz. Takip ancak mahkeme kararı ile durur. | Borçlunun takibe itirazı takibi durdurur. Takibin devamı için itirazın iptali veya itirazın kaldırılması davası açılmalıdır. |
Yetkili icra dairesi bakımından bir yetki kuralı mevcut değildir. | Yetkili icra dairesi, kural olarak, borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesidir. |
Yargıtay içtihatları doğrultusunda; alacaklı mahkemeden alınmış bir ilama sahip ise ilamsız icra takibi yoluna başvurması mümkün olmayacaktır.
İcra Takibi Süreçleri
İcra takibi işlemleri alacağın türüne ve tercih edilen takip yoluna göre farklılıklar gösterir.
Uygulamada en çok kullanılan takip yolu genel haciz yoluyla takip yoludur. Bu bir ilamsız takip türüdür. Bu yola yalnızca para ve teminat alacakları ile başvurulabilir.
Genel haciz yoluyla takibin temel olarak 6 aşaması söz konusudur. Bu aşamalar şunlardır;
Takip Talebi
Ödeme Emri Düzenlenmesi
Takibin Kesinleşmesi
Haciz
Satış
Paraların Paylaştırılması
İcra takibi yapmak isteyen alacaklı öncelikle kanuna uygun bir takip talebi oluşturarak yetkili icra dairesine başvurmalıdır. Takip talebinden sonra icra dairesinin borçluya yönelik ödeme emri düzenlemesi ve tebliğ etmesi gerekmektedir. Ödeme emrini alan borçlunun bunun karşısında 7 günlük süresi vardır ve iki yola başvurabilir. Borçlu 7 gün içerisinde borcunu ödemeli ya da ödeme emrine usulüne uygun biçimde itiraz etmelidir. İtiraz ile takip durmaktadır. Bunun üzerine alacaklının itirazın iptali veya itirazın kaldırılması yollarına başvurması ile verilecek karar üzerine takip devam edecek veya sonlanacaktır. Yine ödeme ile de takip sonlanır. Ancak borçlu borcunu ödemez ve ödeme emrine itiraz da etmeze takip kesinleşir. Bu aşamadan sonra artık borçlunun mallarının alacak oranında haczi mümkün olacaktır. Haczedilen mallar icra dairesi tarafından satılır ve satış bedeli borçlunun alacaklıları arasında belli kurallara göre paylaştırılır.
İcra Takibine Nasıl İtiraz Edilir?
İcra takibine itiraz ilamlı icrada; borcun ertelenmesi, ödeme, zamanaşımı ve ilamsız icrada borca itiraz ve imzaya itiraz gibi sebeplerle yapılabilir. İtiraz, takibin yapıldığı icra dairesine ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde yazılı olarak yapılmalıdır.
Haciz
İcra; İcra müdürlüğü aracılığıyla borçlunun mal ve haklarına el konulmasıdır. İcra takip işlemlerinin bir aşaması da haciz olmaktadır. Haciz; icra memurunun gözetiminde alacağın tahsili için yeterli miktarda eşyanın tespit edilerek haciz tutanağına yazılması uygulamasıdır. Alacaklı ve vekili de haciz sırasında hazır olabilirler. Haczedilen mallar daha sonra İcra müdürlükleri tarafından yasal prosedüre uygun biçimde satılarak satış bedeli de alacaklıya ödenmektedir. Satış da icra takibi aşamalarından biridir.
Borcun ve alacaklı-borçlu arasındaki hukuki ilişkinin türüne göre yukarıdaki haciz türlerinden biri işleme konur.
İflas Nedir?
İflas, para ve teminat alacaklarının zamanında ödenmemesi halinde borçluya karşı başlatılan takip üzerine asliye ticaret mahkemesinin kararıyla, borçlunun bütün malvarlığının tasfiye edilerek alacaklıların alacağını elde etmesini sağlayan takip yoludur.
İflas yalnızca tacirler için söz konusu olabilmektedir. Tacir, ticari bir işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kimseye denir.
Tacirin borçlarının vadesinin gelmesi ve borçlarını ödememesi genel iflas sebebidir. Birtakım özel iflas sebepleri de mevcuttur. Bunlar şunlardır;
Sermaye şirketinin pasifinin aktifinden fazla olması
Terekenin mevcudunun, borcuna yetmemesi
Haciz yolu ile yapılan takipte borçlunun yarı mevcudunun elinden çıkması ve kalan mevcudunun da vadesi gelmiş ve bir yıl içinde vadesi gelecek borçlarını karşılamaya yetmemesi
İflas işlemlerinin gerçekleşmesi noktasında temelde iki tür organdan söz edilmektedir;
Resmi Organlar: icra mahkemesi, asliye ticaret mahkemesi, iflas dairesi, icra dairesi
Özel Organlar: iflas bürosu, iflas dairesi, birinci alacaklılar toplantısı, ikinci alacaklılar toplantısı
İflas organlarının görevleri aşağıdaki gibidir;
İcra dairesinin görevleri şunlardır; iflas takip talebinin alınmasında, iflas ödeme emri göndermekte ve iflas ödeme emrine olan itirazları almak.
Asliye ticaret mahkemesinin görevleri şunlardır; Konkordatonun tasdiki talebi ve feshi hakkında karar vermek, Adi ve taksiratlı müflisin itibarının iadesine dair karar vermek, İflasta sıra cetveline itiraz davalarına bakmak, İflasın kapanmasına ve kaldırılmasına dair karar vermek, Kambiyo senetlerine özgü iflas yolunda itiraz ve şikâyet istemlerini inceleyip karara bağlamak, İflasta ödeme emrine itirazın kaldırılması istemini incelemek, İflasın ertelenmesine dair karar vermek, Borçlunun iflasına dair karar vermek.
İflas dairesinin görevleri şunlardır; Basit tasfiyeyi bizzat yapmak,İflas idaresini denetlemek, Adi tasfiyede alacaklıları birinci toplantıya çağırmak ve ilgili bu toplantıya başkanlık etmek, İflasta tasfiye usulünü belirlemek, Müflisin mallarının defterini tutup bunlar ile alakalı muhafaza tedbirlerini almak, İflasın açıldığını gerekli yerlere bildirmek ve bunu ilan etmek.
İcra mahkemesinin görevleri şunlardır; İflas idaresinin hesap pusulalarını onaylamak, konkordato mühleti vermek, konkordato teklifini almak, konkordato komiseri seçmek, İflasta malın masanın elinde bulunması hâlinde açılan istihkak davalarına bakmak, İflas idaresi üyelerini seçmek, İflas dairesini denetlemek.
Özel iflas organları ise resmi olmayan bireylerden oluşmakta, her bir iflas olayı için özel olarak kurulmakta ve iflas uygulamalarının gerçekleştirildiği süreci yürütmekle görevli olmaktadırlar.
Bu başlıkta değinilebilecek bir diğer husus da İflas Yoluyla Takip konusudur. İflas yoluyla takibin iki türünden söz edilir; 1) Takipli İflas ve 2) Takipsiz İflas.
Takipli İflas; alacaklının borçlunun iflasını asliye ticaret mahkemesine başvurarak talep etmeden önce icra dairesine başvurarak borçlu aleyhine bir takip başlatması ve borcu ödemesi için bir süre tanıması şeklinde gerçekleşir.
Takipsiz İflas ise adli iflas olarak da adlandırılabilecek olan, alacaklının doğrudan asliye ticaret mahkemesine başvurarak borçlunun iflasını talep etmesi şeklinde gerçekleşen yukarıda detaylıca açıklanan iflas sürecidir.
İflas yoluyla takibin üç temel şartı mevcuttur;
Borçlunun ödeme veya teminat yükümlülüğü bulunması yani borcun para ya da teminat borcu olması,
Takip edilecek kişinin/borçlunun iflasa tabi kişilerden olması,
İflasın genel veya özel sebeplerinden birinin mevcut olması.
İcra ve İflas Hukuku İle İlgili Dava ve İşler
İcra ve iflas hukuku ile ilgili birtakım dava ve işler şunlardır;
Alacağın Tahsili Amaçlı Icra Ve Iflas Takibi
Çek Ve Senede Dayalı Alacakların Tahsili İçin, İcra Takibi
Cari Hesap Ve Faturaya Dayalı Alacakların Tahsili İçin İcra Takibi
Finans, Kredi Ve Leasing Sözleşmelerinden Doğan Alacakların İçin İcra Takibi
Ekonomik Durumu Bozulan Gerçek Ve Tüzel Kişilerin Mali Durumlarının Eski Haline Getirilmesi İçin Konkordato İlan Edilmesi,
Borçlu Ya Da Alacaklı Müvekkiller Ile Karşı Taraf Arasında Borç Tasfiye Görüşmeleri Ve Yapılan Sulh Anlaşmalarının Protokole Bağlanması
İtirazın İptali Davaları
Menfi Tespit Ve İstirdat Davaları
İstihkak Davaları
İflas Ve İflasın Ertelenmesi Davaları
Borca İtiraz Ve İstihkak Davaları
Tahliye Davaları
Ecrimisil Davaları Ve Müdahalenin Men'i Davaları
İhtiyati Haciz Davaları, İhtiyati Hacze İtiraz Davaları
Kira Sözleşmelerinden Kaynaklanan Davalar
İpoteğin Paraya Çevrilmesi
Maden Haczi Davaları
İcra ve iflas hukuku ile ilgili tüm bu iş ve davaların alanında uzman bir avukattan hukuki yardım alınarak gerçekleştirilmesi önemlidir. Avukatlar icra ve iflas hukuku alanında alacaklıları temsil etmek ve alacakların tahsili için icra takiplerini yürütmek, müvekkil adına icra mahkemelerinde ve icra dairelerinde işlem yapmak, müflisin çıkarlarını korumak için iflasın engellenmesi ya da feshedilmesi yolunu öngörmek, müflisin maddi durumuna göre borçların yapılandırılmasını sağlamak gibi hizmetler vermektedir. Tüm bu hususların önemi ve icra hukukundaki sürelerin kısalığı da dikkate alındığında bu alanla ilgili uyuşmazlıklar bakımından muhakkak bir avukata başvurulmalıdır.
İcra Mahkemeleri
İcra ve iflas hukuku ile ilgili mahkemeler; icra mahkemeleri, icra ceza mahkemeleri ve iflas ile ilgili olarak asliye ticaret mahkemeleridir.
İcra Mahkemeleri; İcra dairelerinin yaptığı işlemlerin kanuna uygunluğunu, yapılan işlemlerin doğruluğunu şikayet başvurusu ile inceleyen ve yetkileri doğrultusunda diğer icra işlemlerini yapmakla görevlendirilmiş olan mahkemelerdir. İcra mahkemelerinde görülen birtakım davalar şunlardır;
Tahliye Davaları
Maden Haczi Davaları
İhalenin Feshi Davaları
İtirazın İptali Davaları
Menfi Tespit Ve İstirdat Davaları
İflas Ve İflasın Ertelenmesi Davaları
Borca İtiraz Ve İstihkak Davaları
Alacağın Tahsili Amaçlı Icra Ve Iflas Takibi
Ecrimisil Davaları Ve Müdahalenin Men'i Davaları
İhtiyati Haciz Davaları, İhtiyati Hacze İtiraz Davaları
Kira Sözleşmelerinden Kaynaklanan Davalar
İcra Ceza Mahkemeleri ise; İcra ve İflas Kanununun md. 331- 345 hükümlerinde tanımlanan ve icra hukuku ile bağlantılı suçlara dair yargılama yapmakla görevli özel mahkemelerdir. icra Mahkemeleri tarafından bakılabilecek birtakım davalar şunlardır;
Borçlunun Alacaklısını Zarara Sokmak Amacıyla Mevcudunu Eksiltmesi Suçu
Borçlunun Kendisini Aciz Duruma Düşürmesi Veya Durumunu Ağırlaştırması Suçu
İflas Ve Konkordato İşlerinde Hususi Menfaat Temin Etme Suçu
Ticari İşletmede Yöneticinin Sorumluluğu Suçu
Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırmada Yetkili Kimseleri Hataya Düşürme Suçu
Müflisin Mallarını Vermeyenlerin Işlediği Suçlar
Usule Aykırı Olarak Ticareti Terk Etme Suçu
Gerçeğe Aykırı Beyanda Bulunma Suçu
Taahhüdü İhlal Suçu
Çocuk Teslimi Emrine Muhalefet Suçu
İcra Dairesince Teslim Edilen Taşınmaz Veya Gemiye Tekrar Girme Suçu
İcra İflas Kanunu 30 Ve 31. Maddeler Hükmüne Uymama Suçu
Nafaka Ödenmemesi Veya Nafaka Kararlarına Uymama Suçu
Artırmadan Çekilme Suçu
İcra ve iflas davalarında kovuşturma yapılabilmesi için, icra ceza mahkemelerinde şikâyet şartı aranmaktadır. Şikâyet, suç teşkil eden olayın öğrenildiği tarihten itibaren, en geç üç ay içinde yapılması gerekmektedir. Suç teşkil eden fiil sonradan öğrenilmişse, suçun işlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde şikâyet edilmesi gerekmektedir.
Anayasa md. 38/7 hükmüne göre; ‘’Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.’’ Hukukumuzda kişilerin borçlarından dolayı hapis cezasına mahkum edilmesi yasaklanmıştır. Bununla birlikte icra ve iflas hukukunda yukarıda da belirtilen birtakım suçlar bakımından disiplin ve tazyik hapisleri ile başka birtakım yaptırımlar söz konusu olabilmektedir.
Tazyik Hapsi Nedir? Tazyik kavramı zorlama, baskı anlamlarına gelir. Kişinin borçlarını ya da ekonomik olmayan yükümlülüklerini yerine getirmesini zorlamak amacıyla hapis cezasına mahkum edilmesi tazyik hapsi olarak adlandırılır. Nafaka borcunun ödenmemesi, tedbir kararının ihlal edilmesi, borçlunun ödeme şartını ihlal etmesi gibi hallerde tazyik hapsi söz konusu olabilir. Tazyik hapsi adli sicile işlemez.
Asliye Ticaret Mahkemeleri ise iflasın tacirler için söz konusu olması sebebiyle icra ve iflas hukuku alanında görevli olan bir mahkemedir. Kanuna göre iflas davası, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret mahkemesinde açılır.
İcra ve İflas Hukuku Avukatlık ve Danışmanlık Ücretleri
İcra ve iflas hukuku avukatlık ve danışmanlık ücretleri müvekkil ile avukat arasında somut olayın özelliklerine göre değişkenlik gösterir ve taraflar arasında serbest bir biçimde belirlenmektedir. Bu noktada avukatlar için asgari ücret niteliği gösteren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) önem arz eder. Avukatların bu tarifede belirtilen ücretlerin altında bir ücretle iş alması yasaktır. Bu asgari ücretler davaların karmaşıklığına, mahkemesine, sürecin uzunluğuna ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. Ayrıca avukatlık asgari ücret tarifesi her yıl yenilenir ve güncellenir. Bunun yanında Ankara Barosu Avukatlık Tavsiye Ücret Tablosu mevcuttur. Bu ücret tarifesinin bir öneri niteliği taşıdığı da belirtilmelidir. Avukatlık ücretleri yine avukat ve müvekkil arasında; asgari ücret tarifesi, çalışma saatleri, davaya hazırlık süreci, delil toplama işlemleri, savunma stratejilerinin belirlenmesi, duruşmalar, müvekkil ile iletişim, avukatın deneyimi, uzmanlığı, bulunduğu şehir veya bölge gibi faktörlere bağlı olarak serbest bir şekilde belirlenmektedir.
Önemle belirtmek gerekir ki bu yazıdaki bilgilerin tamamı genel bir bilgilendirme içermekte olup hukuki danışmanlık ve reklam gibi algılanmamalıdır. Yaşanılan her bir olay ve uyuşmazlığın bağımsız biçimde ayrı bir hukuki değerlendirmeye tabi tutulması gerekir. Ayrıca her bir hukuki konu ve meselenin çözümü uzman bilgisi gerektirmektedir. Bu sebeple de karşı karşıya kaldığınız hukuki uyuşmazlıklar ve olaylar için yetkin bir avukattan hukuki danışmanlık almanızı, Yargıya taşınan uyuşmazlıklar açısından da dosyalarınızı yetkin bir avukat aracılığı ile takip etmenizi öneririz. Yukarıdaki makale ile ilgili olarak veya her türlü hukuki destek ve danışmanlık için büromuzla iletişime geçebilirsiniz.
İletişim Formu
YASAL UYARI
Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında bilgilendirme amaçlı olup reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.