Hukuk Davalarında Temyiz Kanun Yolu Nedir?

Hukuk Davalarında Temyiz Kanun Yolu Nedir? - 143

HUKUK DAVALARINDA TEMYİZ KANUN YOLU

;

Hukuk Muhakemesi Usulü

Türk hukuku bakımından üç farklı yargılama usulünden söz edilebilir. Bunlar hukuk yargılaması, idari yargılama ve ceza yargılamasıdır. Söz konusu alanlar kendi usul kanunlarına ve farklı yargılama usullerine tabidirler. Birçok ortak nokta bulunmasına karşın her bir yargılama usulünün kendine özgü özellikleri bulunmaktadır.

 

İdari ve cezai yargı alanı dışında kalan uyuşmazlıklar hukuk uyuşmazlıklarıdır ve bunlar hukuk yargılaması/adli yargı  sisteminde görülmektedir.

 

Adli yargıda kolunda ilk derece mahkemeleri asliye hukuk mahkemeleri ve iş, ticaret, aile gibi ihtisas mahkemeleridir ve ilk derece yargılamasını bu mahkemeler gerçekleştirmektedir.

 

İkinci derece mahkemeleri ise bölge adliye mahkemeleridir ve bu mahkemeler istinaf incelemesini gerçekleştirmektedir.

 

İdari yargıda üçüncü derece mahkemesi olarak görev yapan mahkeme ise Anayasa’da bir yüksek mahkeme olarak düzenlenen Yargıtay’dır. Hukuk davalarında, adli yargıda temyiz incelemesini Yargıtay gerçekleştirmektedir.

 

Temyiz kanun yolu tarafların hatalı buldukları ilk derece ya da istinaf mahkemesi kararlarını hukukilik bakımından incelenmek üzere bir üst mahkemeye taşımasına olanak sağlayan yasal bir yoldur. Ancak her türlü mahkeme kararı için temyiz kanun yoluna başvurulamamaktadır. Hangi davalar ve konular ile ilgili yargılama ve mahkeme kararları için temyiz kanun yoluna gidilebileceği Kanunda düzenlenmiştir. İstinaf mahkemesi tarafından istinaf incelemesi sonucunda verilen karara karşı, belli koşullar varsa, temyiz incelemesi için Yargıtay’a temyiz başvurusu yapılabilir.

 

Hukuk davalarında temyiz kanun yolu Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 361 hükmünde düzenlenmiştir. Hükme göre;

 

“Temyiz 

Temyiz edilebilen kararlar 

MADDE 361- (1) Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir. (2) Davada haklı çıkmış olan taraf da hukuki yararı bulunmak şartıyla temyiz yoluna başvurabilir.”

 

Temyiz Kanun Yoluna Kimler Başvurabilir?

 

Temyiz kanun yoluna temyiz kanun yoluna taşınmak istenen istinaf mahkeme kararı ve yargılamasının tarafları başvurabilir. 

Temyiz Süresi Ne Kadardır?

 

Temyiz süresi, istinaf mahkemesi kararının hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren iki haftadır. Temyiz süresinin başlayabilmesi için mahkemenin gerekçeli kararının taraflara usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş olması gerekir.

Temyiz Başvurusu Nasıl Yapılır?

Temyiz başvurusu, temyiz edilmek istenen kararı veren İstinaf Mahkemesine verilecek temyiz sebebini de içerir bir temyiz dilekçesi ile yapılır.

Temyiz Başvurusunda Gerekçe Gösterilmesi Gerekir mi?

Kural olarak temyiz dilekçesi temyiz nedenlerini ve gerekçesini içermelidir. Ancak Yargıtay, tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleriyle bağlı olmayıp, kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususları da kendiliğinden inceleyebilmektedir.

Temyiz Sebepleri Nelerdir?

Temyiz başvuru dilekçesinde de kural olarak belirtilmesi gereken temyiz sebepleri şunlardır;

  • Temyiz edilecek kararın hukuka ve yasaya aykırı olması
  • Hükümdeki usul ve yasaya aykırılıklar, gerekçenin hukuka aykırı olması
  • Delillerin yanlış veya eksik değerlendirilmesi
  • Mahkemenin yetkisi olmayan bir konu hakkında karar vermesi
  • Kararın gerekçesinin olmaması ya da eksik olması

 

Temyiz Edilebilecek ve Edilemeyecek Kararlar Nelerdir?

Yargıtay’a temyiz başvurusu koşulları ve temyiz edilebilecek kararlar şunlardır;

  • 2024 yılı için miktar ve değeri 378.290-TL’yi geçmeyen davalara ilişin istinaf mahkemesi kararları kesin olup bunlar için temyiz başvurusu yapılamaz.
  • Kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibariyle temyiz edilebilen alacak davaları hariç olmak üzere 4. maddede gösterilen davalar ile (634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan doğup taşınmazın aynına ilişkin olan davalar hariç) özel kanunlarda sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği belirtilen davalarla ilgili kararlar kesin olup aleyhine temyiz başvurusu yapılamaz.
  • Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, 378.290 TL’lik kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 378.290 TL’yi geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir.
  • İcra ve İflas Kanunu uygulaması ile ilgili dava ve işlerle ilgili istinaf mahkemesi hukuk dairelerince verilen ve miktar veya değeri 378.290 TL’yi geçmeyen kararlara karşı temyiz başvurusu yapılamaz.
  • İş mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlerle ilgili istinaf kanun yoluna gidilmesi üzerine; bölge adliye mahkemesi tarafından hakkında nihai karar verilen “miktar veya değeri 378.290 TL’yi geçmeyen davalar” aleyhine temyiz başvurusu yapılmaz. İş mahkemesinin görev alanına giren “para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararlar” ile miktar ve değeri 378.290 TL’yi geçen davalar hakkında istinaf mahkemesinin son kararlarına karşı “tebliğ” tarihinden başlayarak 2 hafta içinde temyiz kanun yoluna başvurulabilir. İşe iade davaları neticesinde verilen istinaf mahkemesi kararları da temyiz edilemez.
  • İlk derece mahkemeleri arasındaki yetki, görev, merci tayinine dair istinaf mahkemesi tarafından verilen kararlar kesin olup aleyhine Yargıtay’a temyiz başvurusu yapılamaz.
  • Çekişmesiz yargı işlerine dair verilen yerel mahkeme kararlarına dair istinaf mahkemesi kararları kesin olup aleyhine Yargıtay’a temyiz başvurusu yapılamaz.
  • Soybağına ilişkin davalar hariç olmak üzere, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalara dair istinaf mahkemesi kararları aleyhine Yargıtay’a temyiz başvurusu yapılmaz.
  • İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz gibi geçici koruma kararlarına dair istinaf mahkemesi kararları aleyhine Yargıtay’a temyiz başvurusu yapılamaz.

 

Temyiz İncelemesi Neticesinde Verilebilecek Kararlar

 

Temyiz incelemesi neticesinde incelemeye konu karara ilişkin Yargıtay tarafından aşağıdaki kararlar verilebilir;

 

Esastan Ret Kararı: İstinaf mahkemesinin vermiş olduğu kararın hukuka uygun bulunduğunu ve temyiz başvurusunun reddini ifade etmektedir. Onama kararı ile birlikte karar kesinleşecektir.

 

Bozma Kararı: Hükmü önemli derecede etkileyen aykırılıkların giderilmesi amacıyla bozma sebepleri ayrı ayrı gösterilerek verilen ve incelenen kararın istinaf mahkemesine veya yerel mahkemeye gönderilmesine ilişkin karardır. İstinaf ya da ilk derece mahkemesi ise vermiş olduğu karar için direnme kararı verebilir veya bozmaya uyarak yeni bir hüküm kurabilir. Direnme kararı verilmesi halinde dosya yeniden Yargıtay'a gönderilecektir. Direnme kararını inceleyen daire kararı düzeltebilir; ancak mahkemenin direnme kararının yerinde görülmemesi halinde dosya Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilecektir.

Düzelterek Onama Kararı: Hükümde yer alan esasa etki etmeyen hatalar düzeltilerek verilen onama kararıdır.

 

 

Önemle belirtmek gerekir ki bu yazıdaki bilgilerin tamamı genel bir bilgilendirme içermekte olup hukuki danışmanlık ve reklam gibi algılanmamalıdır.  Yaşanılan her bir olay ve uyuşmazlığın bağımsız biçimde ayrı bir hukuki değerlendirmeye tabi tutulması gerekir. Ayrıca her bir hukuki konu ve meselenin çözümü uzman bilgisi gerektirmektedir. Bu sebeple de karşı karşıya kaldığınız hukuki uyuşmazlıklar ve olaylar için yetkin bir avukattan hukuki danışmanlık almanızı, Yargıya taşınan uyuşmazlıklar açısından da dosyalarınızı yetkin bir avukat aracılığı ile takip etmenizi öneririz. Yukarıdaki makale ile ilgili olarak veya her türlü hukuki destek ve danışmanlık için büromuzla iletişime geçebilirsiniz.

 

İçeriklerimiz

Adres
BALGAT MAH. DOKTOR SADIK AHMET CADDESİ KREŞ APT. NO:49/1 ÇANKAYA ANKARA

İletişim Formu

YASAL UYARI

Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında bilgilendirme amaçlı olup reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.