AYM’den Kritik İptal: Temyiz Sınırlarında Belirsizliğe Son!

AYM’den Kritik İptal: Temyiz Sınırlarında Belirsizliğe Son!
Anayasa Mahkemesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) ek 1. maddesi kapsamında belirlenen istinaf ve temyiz başvurularına ilişkin parasal sınırların her yıl yeniden değerleme oranına göre güncellenmesine dair düzenlemeyi inceleyerek, bu hususta kısmi bir iptal kararı vermiştir. Söz konusu hüküm, mahkemeler tarafından somut norm denetimi çerçevesinde Anayasa Mahkemesi’nin önüne taşınmış olup, yapılan değerlendirme sonucunda bazı bölümlerinin Anayasa'ya aykırı olduğu tespit edilmiştir.
İtiraz başvurusunda bulunan mahkemeler, mevcut uygulamanın hukuki belirsizlik yarattığını ve adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür. Özellikle şu noktalar eleştirilmiştir:
Yıllık Güncellemelerin Hukuki Öngörülebilirliği Zedelemesi: İstinaf ve temyiz sınırlarının her yıl değişmesi nedeniyle, yargılamanın başında temyiz yolu açık olan bir dava, süreç içinde sınırların değişmesiyle temyize kapalı hale gelebilmektedir. Bu durum, bireylerin hukuki güvenlik ilkesine olan inancını zedeleyebilmektedir.
Parasal Sınırın Belirlenme Zamanındaki Belirsizlik: Temyize ilişkin parasal tutarın davanın açıldığı tarihe mi yoksa istinaf merciinin karar tarihine mi göre belirleneceği konusunda net bir kural bulunmamaktadır. Bu durum, hukuki belirsizliğe neden olmakta ve farklı davalar açısından çelişkili sonuçlar doğurabilmektedir.
- Benzer Davalarda Farklı Sonuçlar Doğması: Yargılama sürelerinin öngörülemeyen şekilde değişken olması nedeniyle, aynı tarihte açılan iki davadan biri temyiz edilebilirken, diğeri bu haktan mahrum kalabilmektedir. Bu durum, yargılamada eşitlik ilkesine zarar verebilecek niteliktedir.
Anayasa Mahkemesi, düzenlemenin özellikle “istinaf ve temyiz kesinlik sınırlarının her yıl değişmesi” yönünün Anayasa'ya aykırı olmadığına karar vermiştir. Ancak, “istinaf ve temyiz sınırlarının belirlenmesinde hüküm tarihinin esas alınması” uygulamasının hukuki öngörülebilirliği zedelediğini tespit etmiş ve bu düzenlemeyi iptal etmiştir.
Bu iptal kararı, 2025 yılı Ekim ayı sonunda yürürlüğe girecek olup, ilgili tarihten sonra istinaf ve temyiz sınırlarının belirlenmesine ilişkin uygulamada bir değişiklik yaşanacaktır. Ancak, yeni düzenlemenin nasıl şekilleneceği, yasama organının gerçekleştireceği mevzuat değişikliğiyle netlik kazanacaktır.
Hukuki açıdan değerlendirildiğinde, Anayasa Mahkemesi’nin kararı, yargılama sürecinde hukuki kesinliği ve öngörülebilirliği sağlama amacını taşımaktadır. Kararın, yargılamada eşitlik ve adil yargılanma hakkına olumlu katkılar sunacağı açıktır. Zira aynı tarihte açılan davalar arasında farklı muameleye yol açan uygulamalar, hukukun temel ilkeleriyle bağdaşmamaktadır. Kanun koyucunun yapacağı yeni düzenlemede, bireylerin hukuki güvencesini ve yargılama sürecinin şeffaflığını artırıcı önlemler alması gerektiği açıktır. Bu çerçevede, dava açıldığı tarihteki parasal sınırların esas alınması veya sürecin başında öngörülebilir kılınması yönünde adımlar atılması, daha tutarlı ve hakkaniyete uygun bir hukuk düzeninin tesisi açısından önem arz etmektedir.
İletişim Formu
YASAL UYARI
Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında bilgilendirme amaçlı olup reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.