Arka Koltuk Yolcusunun Emniyet Kemeri Kullanma Zorunluluğu ve Trafik Kazasında Tazminat Talepleri

Arka Koltuk Yolcusunun Emniyet Kemeri Kullanma Zorunluluğu ve Trafik Kazasında Tazminat Talepleri
24 Nisan 2025

Arka Koltuk Yolcusunun Emniyet Kemeri Kullanma Zorunluluğu ve Trafik Kazasında Tazminat Talepleri

Trafik kazalarında, araçta arka koltukta oturan yolcuların emniyet kemeri takma zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu durum, özellikle Yargıtay’ın 2021/3759 esas, 2021/4961 karar numaralı içtihatlarında net bir şekilde ortaya konulmuştur. Yargıtay’a göre, emniyet kemeri takmayan bir yolcunun kazada zarar görmesi durumunda, bu durumun tazminat talebine etkisi, kusur indirimi yapılmasına sebep olmaz. Yani, emniyet kemeri kullanılmaması yolcunun zararını artırmış olsa da, bu durum yalnızca yolcunun kazadaki katkı kusurunu oluşturur ve tazminat talebinin reddedilmesine ya da miktarının azaltılmasına yol açmaz.

Bu karar, emniyet kemeri kullanmamanın zarara sebep olup olmadığına bakılmaksızın, tazminat talebinin yerine getirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Emniyet kemeri takmamanın, kaza sırasında daha fazla zarar görmeye neden olmuş olsa da, tazminat hakkını kaybettirmez. Emniyet kemerinin takılmaması yalnızca kazanın olumsuz sonuçlarını etkileyebilir, ancak yasal açıdan bu durum, yolcunun tazminat alma hakkını ortadan kaldırmaz.

Yargıtay'ın verdiği bu karar, emniyet kemeri takmamanın, kazada mağduriyet yaşayan yolcunun tazminat talebine etki etmediğini, bunun yalnızca zarar miktarını etkileyebileceğini göstermektedir. Bu bağlamda, arka koltuk yolcusunun tazminat hakları, emniyet kemeri kullanma zorunluluğu bulunmadığı için tam olarak korunmaktadır.

 

 

YARGITAY KARARI:

 

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13542 Esas 2022/8610 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/13542 E.  ,  2022/8610 K.

 

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Ticaret Mahkemesi

 

Davacı ...’ya velayeten..... ve ....... vekili Av. ... tarafından, davalı ..... Sigorta A.Ş. aleyhine 03/07/2020 tarihli dilekçe ile trafik kazası sonucu bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakemince yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kabulüne dair verilen kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalının vekalet ücretine yönelik itirazının kabulüne, diğer itirazlarının reddi ile UHH kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine dair verilen 04/01/2020 günlü ve 2020/İHK-29097 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya incelendi, gereği görüşüldü.

 

 

 

K A R A R

 

Davacı vekili; 22/04/2018 tarihinde davacının yolcu olduğu ve davalıya trafik sigortalı aracın yaptığı tek taraflı trafik kazasında davacının yaralanarak %9 oranında malul kaldığını, davalıya yapılan başvuruya rağmen ödeme yapılmadığını belirterek, belirsiz alacak davası olarak 15.100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 01/09/2020 tarihli dilekçesiyle talebini 97.459,49 TL ye artırmıştır.

Davalı vekili; maluliyet raporunu kabul etmediklerini, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, aracın arka koltuğunda çocuk koltuğunun bulunması gerektiğinden müterafik kusur indirimi yapılmasını talep ettiklerini, avans faizi istenemeyeceğini belirterek, başvurunun usul ve esastan reddini istemiştir.

Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun kabulü ile 97.459,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 23/04/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı vekili itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz Hakem Heyetince, davalının itirazının kısmen kabulü ile uyuşmazlık hakem heyeti kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine dair verilen karara karşı davalı vekili ile vekalet ücreti yönünden davacı vekili temyiz yoluna başvurmuştur.

1) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporunun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük görülmemesine, 6102 sayılı TTK’nın 1426/1. maddesi gereği zarar kapsamının belirlenmesi için davacı tarafından yapılan makul gider kapsamındaki rapor ücretinden davalı sigortacının sorumlu olmasına, hatır taşıması indirimi yapılmamasında bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

 

2) Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.

Davalı vekili, araçta çocuk koltuğu bulunmaması ve 5 kişinin binebileceği araca 7 kişinin binerek istiap haddinin aşılması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini savunmuş; İtiraz Hakem Heyetince, 6 yaşında olan davacının istiap haddinin aşılmasını idrak edecek yaşta olmadığı, davacı dahil araçta bulunan 5 çocuğun da aracın arka koltuğunda bulundukları, ön koltukta ise davacının annesinin oturduğu, istiap haddinin aşılmasının kazaya etken olmadığı gerekçesiyle davalı yanın bu savunmasına itibar edilmemiştir.

Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi, belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusura ilişkin savunma bir def’i olmadığından, mahkemece bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerekmektedir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 78. maddesinde "belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur... kullanma ve yolların özelliği gözetilerek hangi tip araçlarda sürücülerinin ve yolcularının şehiriçi ve şehirlerarası yollarda hangi şartlarda hangi koruyucu tertibatı kullanacakları ve koruyucuların nitelikleri ve nicelikleri ile emniyet kemerlerinin hangi araçlarda hangi tarihten itibaren kullanılacağı yönetmelikte belirtilir" düzenlemesi yapılmıştır.

Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin sürücülerin ve yolcuların koruyucu tertibat kullanma mecburiyeti başlıklı 150. maddesinde “M1, M1G, N1, N1G, N2 ve N3 sınıfı araçlarda 150 cm’den kısa ve 36 kg’ın altındaki çocukların taşınması sırasında çocukların ağırlığına uygun bu Yönetmeliğin ekinde yer alan (1) sayılı cetvelde yer alan çocuk bağlama sistemlerinin kullanılması zorunludur. Ancak, 135 cm’den uzun çocuklar çocuk bağlama sistemleri yerine ön koltukta oturmamak şartıyla diğer koltuklardaki emniyet kemerlerini kullanabilirler.” şeklinde düzenlenme bulunmaktadır.

Somut olayda; kaza tespit tutanağında kaza tarihinde 6 yaşında olan davacının araçta bulunduğu yerin tespit edilemediği, alınan ifadelerden arka koltukta diğer 5 yolcuyla seyahat ettiği, annesinin ise ön koltukta oturduğu anlaşılmaktadır. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150. maddesine göre olay tarihinde 6 yaşında olan davacının yaşı gereği seyahati sırasında çocuk bağlama sistemi kullanılması; yönetmelikte belirtilen özel şartları taşımaması halinde emniyet kemeri takılı olacak şekilde arka koltukta yolculuk yapması gerektiği açıktır. Diğer yandan yolcunun istiap haddi aşılarak seyahat etmesi de sürüş ve trafik akışı kusurlarından olmayıp, hâkim tarafından tazminattan indirim sebebi olarak kabul edilecek hususlardandır. Kazaya sebebiyet veren araçta sürücü dahil en fazla 5 kişi olması gerekirken, meydana gelen kaza anında sürücü dışında 6 yolcunun bulunduğu aracın markasının Tofaş olduğu, koltuk adedi ve davacının yaralanmasının baş, omuz, boyun, sağ kol dirsek, diz bölgelerinde meydana geldiği göz önüne alındığında her bir yolcu için yeterli emniyet kemeri bulunmayacağından, davacının emniyet kemeri kullanmadığının anlaşılmasına göre bu kapsamda istiap haddinin aşıldığının da kabulü gerekmektedir.

Açıklanan vakıalar karşısında İtiraz Hakem Heyetince; davalının bu yönlere ilişkin itirazı kabul edilerek, hesaplanan tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak tazminatın belirlenmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.

 

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 21,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 13/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

Trafik kazalarında, araçta arka koltukta oturan yolcuların emniyet kemeri takma zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu durum, özellikle Yargıtay’ın 2021/3759 esas, 2021/4961 karar numaralı içtihatlarında net bir şekilde ortaya konulmuştur. Yargıtay’a göre, emniyet kemeri takmayan bir yolcunun kazada zarar görmesi durumunda, bu durumun tazminat talebine etkisi, kusur indirimi yapılmasına sebep olmaz. Yani, emniyet kemeri kullanılmaması yolcunun zararını artırmış olsa da, bu durum yalnızca yolcunun kazadaki katkı kusurunu oluşturur ve tazminat talebinin reddedilmesine ya da miktarının azaltılmasına yol açmaz.

Bu karar, emniyet kemeri kullanmamanın zarara sebep olup olmadığına bakılmaksızın, tazminat talebinin yerine getirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Emniyet kemeri takmamanın, kaza sırasında daha fazla zarar görmeye neden olmuş olsa da, tazminat hakkını kaybettirmez. Emniyet kemerinin takılmaması yalnızca kazanın olumsuz sonuçlarını etkileyebilir, ancak yasal açıdan bu durum, yolcunun tazminat alma hakkını ortadan kaldırmaz.

Yargıtay'ın verdiği bu karar, emniyet kemeri takmamanın, kazada mağduriyet yaşayan yolcunun tazminat talebine etki etmediğini, bunun yalnızca zarar miktarını etkileyebileceğini göstermektedir. Bu bağlamda, arka koltuk yolcusunun tazminat hakları, emniyet kemeri kullanma zorunluluğu bulunmadığı için tam olarak korunmaktadır.

 

 

YARGITAY KARARI:

 

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13542 Esas 2022/8610 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/13542 E.  ,  2022/8610 K.

 

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Ticaret Mahkemesi

 

Davacı ...’ya velayeten..... ve ....... vekili Av. ... tarafından, davalı ..... Sigorta A.Ş. aleyhine 03/07/2020 tarihli dilekçe ile trafik kazası sonucu bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakemince yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kabulüne dair verilen kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalının vekalet ücretine yönelik itirazının kabulüne, diğer itirazlarının reddi ile UHH kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine dair verilen 04/01/2020 günlü ve 2020/İHK-29097 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya incelendi, gereği görüşüldü.

 

 

 

K A R A R

 

Davacı vekili; 22/04/2018 tarihinde davacının yolcu olduğu ve davalıya trafik sigortalı aracın yaptığı tek taraflı trafik kazasında davacının yaralanarak %9 oranında malul kaldığını, davalıya yapılan başvuruya rağmen ödeme yapılmadığını belirterek, belirsiz alacak davası olarak 15.100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 01/09/2020 tarihli dilekçesiyle talebini 97.459,49 TL ye artırmıştır.

Davalı vekili; maluliyet raporunu kabul etmediklerini, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, aracın arka koltuğunda çocuk koltuğunun bulunması gerektiğinden müterafik kusur indirimi yapılmasını talep ettiklerini, avans faizi istenemeyeceğini belirterek, başvurunun usul ve esastan reddini istemiştir.

Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun kabulü ile 97.459,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 23/04/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı vekili itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz Hakem Heyetince, davalının itirazının kısmen kabulü ile uyuşmazlık hakem heyeti kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine dair verilen karara karşı davalı vekili ile vekalet ücreti yönünden davacı vekili temyiz yoluna başvurmuştur.

1) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporunun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük görülmemesine, 6102 sayılı TTK’nın 1426/1. maddesi gereği zarar kapsamının belirlenmesi için davacı tarafından yapılan makul gider kapsamındaki rapor ücretinden davalı sigortacının sorumlu olmasına, hatır taşıması indirimi yapılmamasında bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

 

2) Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.

Davalı vekili, araçta çocuk koltuğu bulunmaması ve 5 kişinin binebileceği araca 7 kişinin binerek istiap haddinin aşılması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini savunmuş; İtiraz Hakem Heyetince, 6 yaşında olan davacının istiap haddinin aşılmasını idrak edecek yaşta olmadığı, davacı dahil araçta bulunan 5 çocuğun da aracın arka koltuğunda bulundukları, ön koltukta ise davacının annesinin oturduğu, istiap haddinin aşılmasının kazaya etken olmadığı gerekçesiyle davalı yanın bu savunmasına itibar edilmemiştir.

Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi, belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusura ilişkin savunma bir def’i olmadığından, mahkemece bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerekmektedir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 78. maddesinde "belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur... kullanma ve yolların özelliği gözetilerek hangi tip araçlarda sürücülerinin ve yolcularının şehiriçi ve şehirlerarası yollarda hangi şartlarda hangi koruyucu tertibatı kullanacakları ve koruyucuların nitelikleri ve nicelikleri ile emniyet kemerlerinin hangi araçlarda hangi tarihten itibaren kullanılacağı yönetmelikte belirtilir" düzenlemesi yapılmıştır.

Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin sürücülerin ve yolcuların koruyucu tertibat kullanma mecburiyeti başlıklı 150. maddesinde “M1, M1G, N1, N1G, N2 ve N3 sınıfı araçlarda 150 cm’den kısa ve 36 kg’ın altındaki çocukların taşınması sırasında çocukların ağırlığına uygun bu Yönetmeliğin ekinde yer alan (1) sayılı cetvelde yer alan çocuk bağlama sistemlerinin kullanılması zorunludur. Ancak, 135 cm’den uzun çocuklar çocuk bağlama sistemleri yerine ön koltukta oturmamak şartıyla diğer koltuklardaki emniyet kemerlerini kullanabilirler.” şeklinde düzenlenme bulunmaktadır.

Somut olayda; kaza tespit tutanağında kaza tarihinde 6 yaşında olan davacının araçta bulunduğu yerin tespit edilemediği, alınan ifadelerden arka koltukta diğer 5 yolcuyla seyahat ettiği, annesinin ise ön koltukta oturduğu anlaşılmaktadır. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150. maddesine göre olay tarihinde 6 yaşında olan davacının yaşı gereği seyahati sırasında çocuk bağlama sistemi kullanılması; yönetmelikte belirtilen özel şartları taşımaması halinde emniyet kemeri takılı olacak şekilde arka koltukta yolculuk yapması gerektiği açıktır. Diğer yandan yolcunun istiap haddi aşılarak seyahat etmesi de sürüş ve trafik akışı kusurlarından olmayıp, hâkim tarafından tazminattan indirim sebebi olarak kabul edilecek hususlardandır. Kazaya sebebiyet veren araçta sürücü dahil en fazla 5 kişi olması gerekirken, meydana gelen kaza anında sürücü dışında 6 yolcunun bulunduğu aracın markasının Tofaş olduğu, koltuk adedi ve davacının yaralanmasının baş, omuz, boyun, sağ kol dirsek, diz bölgelerinde meydana geldiği göz önüne alındığında her bir yolcu için yeterli emniyet kemeri bulunmayacağından, davacının emniyet kemeri kullanmadığının anlaşılmasına göre bu kapsamda istiap haddinin aşıldığının da kabulü gerekmektedir.

Açıklanan vakıalar karşısında İtiraz Hakem Heyetince; davalının bu yönlere ilişkin itirazı kabul edilerek, hesaplanan tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak tazminatın belirlenmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.

 

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 21,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 13/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

İçeriklerimiz

Dava Sürecinde Pay Sahipliğinin Korunması: Aktif Dava Ehliyeti Açısından Önalım Hakkı - dava-suerecinde-pay-sahipliginin-korunmasi-aktif-dava-ehliyeti-acisindan-oenalim-hakki

Dava Sürecinde Pay Sahipliğinin Korunması: Aktif Dava Ehliyeti Açısından Önalım Hakkı

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 2019/1471 E., 2020/573 K. sayılı kararına göre, önalım davası süresince davacı, dava konusu payı mülkiyetinde tutmalı; aksi hâlde aktif dava ehliyetini kaybeder ve davası reddedilir. Tüm detaylar bu yazımızda!!

UETS Üzerinden Gönderilen İcra Emirlerinde 5 Günlük Süre Dolmadan Haricen Tahsil: Tahsil Harcı Alınamaz - uets-uezerinden-goenderilen-icra-emirlerinde-5-guenluek-suere-dolmadan-haricen-tahsil-tahsil-harci-alinamaz

UETS Üzerinden Gönderilen İcra Emirlerinde 5 Günlük Süre Dolmadan Haricen Tahsil: Tahsil Harcı Alınamaz

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2022/4171 E., 2022/11007 K. sayılı kararında, UETS ile gönderilen ödeme emrinin 5 günlük süresi dolmadan yapılan tahsil işlemlerinde tahsil harcı alınamayacağına hükmedilmiştir. Tüm detaylar bu makalemizde !

Arka Koltuk Yolcusunun Emniyet Kemeri Kullanma Zorunluluğu ve Trafik Kazasında Tazminat Talepleri - arka-koltuk-yolcusunun-emniyet-kemeri-kullanma-zorunlulugu-ve-trafik-kazasinda-tazminat-talepleri

Arka Koltuk Yolcusunun Emniyet Kemeri Kullanma Zorunluluğu ve Trafik Kazasında Tazminat Talepleri

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2021/3759 E. ve 2021/4961 K. sayılı kararında, arka koltuk yolcusunun emniyet kemeri kullanma zorunluluğu olmadığını belirtmiş, ancak kazada emniyet keme...

Tapu Kaydındaki Hataların Düzeltilmesi İçin Tapu Müdürlüğüne Başvuru Zorunlu Değildir! - tapu-kaydindaki-hatalarin-duezeltilmesi-icin-tapu-mueduerlueguene-basvuru-zorunlu-degildir

Tapu Kaydındaki Hataların Düzeltilmesi İçin Tapu Müdürlüğüne Başvuru Zorunlu Değildir!

Tapu kaydındaki hataların düzeltilmesi için dava açmadan önce Tapu Müdürlüğüne başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2021/209 sayılı kararı, bu tür h...

23 Nisan’ın 105. Yılında, Milli Egemenliğimizi ve Geleceğimizin Teminatı Çocuklarımızı Çoşkuyla Kutluyoruz! - 23-nisan-ulusal-egemenlik-ve-cocuk-bayrami-nin-105-yilinda-gelecegimizin-teminati-cocuklarimizi-ve-milli-irademizi-coskuyla-kutluyoruz

23 Nisan’ın 105. Yılında, Milli Egemenliğimizi ve Geleceğimizin Teminatı Çocuklarımızı Çoşkuyla Kutluyoruz!

Lexis Hukuk ailesi olarak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği bu özel günü coşku ve minnetle kutluyoruz!

Eşe Hediye Alınan Araç Boşanma Sonrası Paylaşılır mı? Yargıtay Ne Diyor? - ese-hediye-alinan-arac-bosanma-sonrasi-paylasilir-mi-yargitay-ne-diyor

Eşe Hediye Alınan Araç Boşanma Sonrası Paylaşılır mı? Yargıtay Ne Diyor?

Doğum günü hediyesi olarak verilen aracın boşanma halinde kişisel mal sayılıp sayılmadığı, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2015/16133 E. 2016/6077 K. sayılı kararı ışığında inceleniyor. Tüm detaylar bu makalemizde !!

Vasiyetnamenin Geçerliliğinde Fiil Ehliyeti İncelemesinin Önemi - vasiyetnamenin-gecerliliginde-fiil-ehliyeti-incelemesinin-oenemi

Vasiyetnamenin Geçerliliğinde Fiil Ehliyeti İncelemesinin Önemi

Vasiyetnamenin geçerliliği, fiil ehliyetinin hukuken geçerli sağlık verileriyle ispatını gerektirir. Yargıtay 3. HD'nin 2018/3204 E., 2018/6267 K. sayılı kararında da bu husus açıkça vurgulanmıştır. Tüm detaylar bu yazımızda !!

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararının Tazminat Hukukuna Katkıları ve Zamanaşımı Süresi Üzerindeki Etkileri - yargitay-hukuk-genel-kurulu-kararinin-tazminat-hukukuna-katkilari-ve-zamanasimi-sueresi-uezerindeki-etkileri

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararının Tazminat Hukukuna Katkıları ve Zamanaşımı Süresi Üzerindeki Etkileri

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.03.2008 tarihli, 2008/10-243 E., 2008/259 K. sayılı kararında maluliyet oranındaki artış, “yeni bir olgu” olarak kabul edilmiştir. Bu yaklaşım, ...

Trafik Para Cezalarına İlişkin Yönetmelikteki Süre ve İndirim Oranına Dair Bilgilendirme - trafik-para-cezalari

Trafik Para Cezalarına İlişkin Yönetmelikteki Süre ve İndirim Oranına Dair Bilgilendirme

31 Ocak 2024 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan düzenleme ile, trafik cezalarına ilişkin önemli değişiklikler yapıldı. Erken ödeme süresi bir aya çıkarıldı ve cezadan yapılan indir...

Adres
BALGAT MAH. DOKTOR SADIK AHMET CADDESİ KREŞ APT. NO:49/1 ÇANKAYA ANKARA

İletişim Formu

YASAL UYARI

Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında bilgilendirme amaçlı olup reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.