Aile Hukukunda Uzaklaştırma Kararı ve Koruma Tedbirleri
Aile Hukukunda Uzaklaştırma Kararı ve Koruma Tedbirleri
Dünyanın pek çok yerinde kadınlar ve cinsiyet farkı gözetmeksizin zayıf durumda olan bireyler, şiddete maruz kalmaktadır. Bu durumu engellemek amacıyla devletler, uluslararası düzeyde ve kendi iç hukuklarında çeşitli yasal düzenlemeler yapmaktadır. Türkiye’de de kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, 2012 yılında kabul edilmiştir. Bu kanun, önceki mevzuata kıyasla kapsamı genişletilerek hazırlanmış ve şiddet mağdurlarının korunmasına yönelik önemli adımlar atılmasını sağlamıştır.
6284 Sayılı Kanun’un amacı, sadece kadınları değil, tüm mağdurları korumaya yönelik bir sistem geliştirmektir. 2012’den itibaren yapılan düzenlemelerle, şiddet gören bireylerin hukuki haklardan daha fazla yararlanabilmesi hedeflenmiştir.
Öncelikle, 6284 sayılı Kanunu ve amacını ele alalım.
6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu ve Amacı
Türkiye’de aile içi şiddetle mücadelede ilk adım, 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun’un yürürlüğe girmesiyle atılmıştır. Bu kanunun başlangıç maddesinde, kapsamı belirlenmiş olup, aralarında resmi evlilik bulunan eşler, çocuklar, aynı çatı altında yaşayan diğer aile üyeleri ve mahkeme kararıyla fiilen ayrı yaşayan evli çiftler korunacak kişiler olarak tanımlanmıştır. Ancak bu düzenleme, bazı şiddet mağdurlarını kapsam dışında bırakmış ve evli olmayan ya da aynı evde yaşamayan bireyler, kanunî haklardan yararlanamayacak duruma gelmiştir.
Türkiye, Mayıs 2011’de Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni (İstanbul Sözleşmesi) imzalayarak, Kasım 2011’de bu sözleşmeyi onaylayan ilk ülke olmuştur. Sözleşmenin iç hukuka uyarlanması amacıyla hazırlanan 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, Mart 2012’de yürürlüğe girmiştir. Bu kanun, şiddet mağduru olan tüm bireylerin, cinsiyet fark etmeksizin korunmasını hedeflemekte ve sadece kadınları değil, aile içindeki diğer bireyleri de güvence altına almayı amaçlamaktadır.
6284 Sayılı Kanun ve bu kanuna bağlı uygulama yönetmeliği, şiddet mağdurlarına yönelik iki tür tedbir kararı belirlemiştir: önleyici tedbir kararları ve koruyucu tedbir kararları.
Yönetmeliğe göre, önleyici tedbir kararı, şiddet uygulayan veya şiddet uygulama tehlikesi taşıyan kişiye karşı, olayın özelliğine göre yetkili merciler tarafından verilen tedbirleri ifade eder.
Koruyucu tedbir kararı ise, şiddet mağdurunun korunması amacıyla, yine yetkili merciler tarafından mağdurun durumuna göre belirlenen tedbirleri içerir.
Aile Hukuku hakkında daha detaylı bilgi edinmek için Aile Hukukunun Tanımı, Konusu ve Kapsamı Nedir? makalemize göz atabilirsiniz!
Koruyucu Tedbirler
Koruma Tedbirleri kim tarafından verilebilir?
Kanuna göre hâkimler, hem koruyucu hem de önleyici tedbir kararlarını tam anlamıyla verme yetkisine sahiptir. Ancak mülki amirler, acil durumlarda ise — yani gecikmesinde sakınca bulunan hallerde — kolluk amirleri yalnızca belirli koruyucu ve önleyici tedbirleri alabilir.
Ne tür kararlar verilebilir?
Verilen tedbir kararlarının türü, kararın hangi makam tarafından alındığına bağlı olarak değişir. Hâkim tarafından verilen tedbir kararları, yargı kararı niteliğindeyken, mülki amir tarafından alınan tedbir kararları ise idari koruma tedbirleri olarak değerlendirilir.
Kanunun 3. maddesinde, mülki amirlerin verebileceği koruyucu tedbir kararları belirlenmişken; 4. maddede ise hâkimlerin verebileceği koruyucu tedbir kararları düzenlenmiştir.
Koruyucu Tedbir: Şiddet mağdurunun güvenliğini sağlamak amacıyla uygulanan, mağdurun zarar görmesini engellemeye yönelik kararlar içerir. Bu tedbirler, mağdura doğrudan koruma sağlar ve şiddet uygulayan kişinin hareketlerini sınırlayabilir. Örneğin, mağduru korumak için barınma sağlamak, geçici maddi yardım veya psikolojik destek gibi önlemler alınabilir.
Önleyici Tedbir: Şiddet olaylarının meydana gelmesini engellemeye yönelik alınan tedbirlerdir. Bu tedbirler, şiddet uygulayan kişiyi önceden belirli davranışlardan alıkoymaya yönelik kararlar içerir. Örneğin, şiddet uygulayan kişinin mağdura yaklaşmaması, iletişim kurmaması, şiddet tehdidi, hakaret ya da aşağılama gibi davranışlarda bulunmaması gibi önlemler alınabilir.
Bu tedbirler, şiddet mağdurlarını korumak ve şiddeti önlemek amacıyla farklı düzeylerde uygulanır.
Verilebilecek Koruyucu Tedbir Kararları
Hâkim Tarafından Verilebilecek Önleyici Tedbirler
- Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması.
- Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.
- Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması.
- Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması.
- Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması.
- Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi.
- Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi.
- Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi.
- Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi.
- Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması. Bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dahil, muayene ve tedavisinin sağlanması.
- Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması.
Kolluk Amiri Tarafından Verilebilecek Önleyici Tedbirler
- Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması.
- Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.
- Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, işyerine ve okula yaklaşmaması.
- Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması.
6284 Sayılı Kanundan Yararlanabilecek Kişiler
Uygulama Süreci ve Başvuru
Aile içi şiddet mağdurları, Aile Mahkemesi ya da Cumhuriyet Savcılığına başvurarak uzaklaştırma kararı ve koruma tedbirleri talep edebilirler. Bu başvuru sonrası, Mahkeme ve Savcılık, mağdurun güvenliğini sağlamak amacıyla hızlı bir şekilde işlem başlatır. Aile Mahkemesi, başvuruyu aldıktan sonra en geç 24 saat içinde karar verir ve tedbirlerin uygulanması hemen başlar.
Sonuç
Dünyada giderek artan kadına yönelik şiddet ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin zayıf durumda olan bireylere uygulanan şiddet, devletlerin hem uluslararası hukukta hem de iç hukuklarında çözüm arayışlarına girmelerine neden olmaktadır. Türkiye, bu soruna karşı etkili bir adım atarak 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’u 2012 yılında yürürlüğe koymuş ve buna bağlı yönetmelikler de aynı dönemde kabul edilmiştir.
Bu kanun, şiddet mağdurlarına karşı alınacak önlemleri net bir şekilde düzenler. 6284 Sayılı Kanun kapsamında verilebilecek tedbirler iki ana başlık altında toplanır: önleyici ve koruyucu tedbir kararları. Koruyucu tedbirler, hem hâkimler hem de mülki amirler tarafından alınabilirken; önleyici tedbir kararları hâkimler ve kolluk amirleri tarafından uygulanabilir.
Aile içindeki şiddet mağdurlarının kimler olduğu konusunda ise 6284 Sayılı Kanun, geniş bir tanım sunar. Kanundan yararlanabilecek kişiler arasında yalnızca evli bireyler değil, aynı çatı altında yaşayan ya da yaşamayan aile bireyleri de yer alır. Öne çıkan bir diğer önemli husus ise, bu kanunun vatandaşlık koşulu aramadan, Türkiye’deki şiddet mağdurlarına uygulandığıdır. Türk vatandaşı olma zorunluluğu olmaksızın, şiddet mağduru olan ya da şiddet tehlikesi altında bulunan herkes, belirli şartlar altında 6284 Sayılı Kanun'dan faydalanabilir.
Kanunun kapsamı, farklı demografik gruplara hitap eden bir güvence sunar. Kadınlar, ırk, yaş, fiziksel özellik veya medeni hal fark etmeksizin bu kanundan yararlanabilirler. Çocuklar ise, yalnızca 18 yaş altı olmaları şartıyla, cinsiyet, din veya diğer özelliklerine bakılmaksızın şiddete uğramış ya da uğrama tehlikesi altında ise bu kanundan faydalanma hakkına sahiptir.
6284 Sayılı Kanun, şiddet mağdurlarının korunması adına atılmış büyük bir adımdır ve uygulamadaki geniş kapsamı ile sadece kadınları değil, tüm mağdurları kapsayan önemli bir düzenlemedir. Aile içi şiddetle mücadelede bu yasal düzenlemeler, toplumsal cinsiyet eşitliği sağlama ve her bireyin daha güvenli bir yaşam sürmesini temin etme adına kritik bir rol oynamaktadır.
** Önemle belirtmek gerekir ki bu yazıdaki bilgilerin tamamı genel bir bilgilendirme içermekte olup hukuki danışmanlık ve reklam gibi algılanmamalıdır. Yaşanılan her bir olay ve uyuşmazlığın bağımsız biçimde ayrı bir hukuki değerlendirmeye tabi tutulması gerekir. Ayrıca her bir hukuki konu ve meselenin çözümü uzman bilgisi gerektirmektedir. Bu sebeple de karşı karşıya kaldığınız hukuki uyuşmazlıklar ve olaylar için yetkin bir avukattan hukuki danışmanlık almanızı, Yargıya taşınan uyuşmazlıklar açısından da dosyalarınızı yetkin bir avukat aracılığı ile takip etmenizi öneririz. Yukarıdaki makale ile ilgili olarak veya her türlü hukuki destek ve danışmanlık için büromuz ile iletişime geçebilirsiniz.
İletişim Formu
YASAL UYARI
Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında bilgilendirme amaçlı olup reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.