9. Yargı Paketi Mecliste Kabul Edildi
9. YARGI PAKETİ
9. Yargı paketi olarak anılan “659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” TBMM Adalet Komisyonu tarafından 12.07.2024 tarihinde kabul edildi, Resmi Gazetede henüz yayınlanmamıştır. Yargı Paketi, ceza sistemi dahil olmak üzere yargı sürecini hızlandırmayı ve alternatif çözüm yöntemlerini daha etkin hale getirmeyi amaçlayan kapsamlı düzenlemeler içermektedir. Bu yazıda, paketin içeriğindeki yenilikler ve hukuki süreçleri kolaylaştıran değişikliklerden bahsedilecektir.
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu
(Yargı Paketi Madde 6-7-8)
45. Maddede Değişiklik: İstinafa başvurulamayacak kararları düzenleyen birinci fıkranın ikinci cümlesinde değişiklik yapılarak istinafa götürülemeyecek davaların parasal sınırları düzenlenmiş. Buna göre artık beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davalarında idare ve vergi mahkemelerine istinaf yoluna başvurulamamasıyla ilgili parasal sınır, otuz bir bin Türk lirasına yükseltilmiştir.
46. Maddede Değişiklik: Temyize başvuru için gerekli olan parasal sınırlar düzenlenmiştir. Yargı Paketi’nin 7. maddesi uyarınca, güncel temyiz sınırı dikkate alınarak, konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan davaların temyiz edilebileceği parasal sınır, 920 bin Türk lirası olarak belirlenmiştir. Konusu 920 bin TL’yi aşan davalar ile konusu 270 bin TL’yi aşıp 920 bin TL’yi aşmayan ve istinaf kanun yolu incelemesinde kaldırma kararı üzerine yeniden karar verilen davalar temyize konu edilebilecektir.
Ek 1’inci Maddede Değişiklik: Birinci maddesine “Parasal sınırların artırılması” başlığı eklenmiş ve maddeye ikinci fıkra eklenmiştir. 45’inci ve 46’ncı maddeler uyarınca istinaf veya temyiz yoluna başvurulabilecek kararların belirlenmesinde ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği tarihteki parasal sınır esas alınır. Bölge idare mahkemesinin kaldırma veya Danıştay'ın bozma kararları üzerine yeniden bakılan davalarda ilk karar tarihindeki parasal sınırların geçerli olacağı düzenlenmektedir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
(Yargı Paketi Madde 21-22)
73. Maddenin 2. Fıkrasında Değişiklik: Kovuşturulması ve soruşturulması şikâyet bağlı olan suçları düzenleyen 73. maddenin ikinci fıkrasına, “Ancak, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan hakaret suçu bakımından şikâyet süresi, her ne suretle olursa olsun fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren iki yılı geçemez.” Cümlesi eklenmiştir.
Böylece şikâyet için suçun işlendiği tarihten itibaren 2 yıllık ek bir zamanaşımı süresi getirilmiştir.
75. Maddenin 6. Fıkrasında Değişiklik: a) bendinin 1 numaralı alt bendinden sonra, 2 numaralı bent ile “Hakaret” ibaresi eklenerek hakaret suçu önödeme kapsamına alınmıştır. Basit hakaret suçu hariç olmak üzere, TCK m.125’in 2. ve 3. fıkralarında düzenlenen durumlar için geçerli olacak bu düzenleme sonucunda, hakaret suçu uzlaştırma kapsamına girmeyecek; savcılık, faile 10 gün içinde önödemeden yararlanması için süre tanıyacaktır. Fail, belirtilen süre içinde gerekli ödemeyi yapmazsa kamu davası açılacaktır.
Suçun beş yıl içinde tekrar işlenmesi durumunda altıncı fıkra gereği önödeme hükümleri geçerli olmayacak ve fail hakkında kamu davası açılacaktır.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu
(Yargı Paketi Madde 23-24-25)
253. Maddede Değişiklik: Hakaret suçu 3. fıkrada sayılan suçların arasına dahil edilerek uzlaştırma kapsamından çıkartılmıştır. Kendisine uzlaştırma teklifinde bulunulan kişinin teklife cevap verme süresi 3 günden 7 güne artırılmıştır. 19. fıkraya “Uzlaşmanın sağlanması halinde, uzlaşma anında tespit edilemeyen veya uzlaşmadan sonra ortaya çıkan zararlar hariç, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz.” cümlesi eklenerek uzlaşmanın sağlanmasının tazminat davası açmayı engelleyeceği öngörülmüştür.
24. fıkradaki uzlaştırma bürosunun kimlerden oluşacağını açıklayan cümledeki “avukatların veya hukuk öğrenimi görmüş” metninin “hukuk fakültesi mezunlarının” olarak değiştirilmesiyle belirsizlik giderilmiştir.
254. Maddenin 2. Fıkrasında Değişiklik: İlgili hükümde uzlaştırmanın sağlanması halinde edimin taksitle ödenmesi, ertelenmesi gibi hallerde hüküm açıklanmasının geri bırakılmasına karar verileceğini düzenlerken, yargı paketi madde 24 ile verilecek kararın “durma” olacağı hükmü düzenlenmiştir.
Geçici Madde 7 Eklemesi: Yargı paketi 25. maddeyle Ceza Muhakemesi Kanunu’na geçici madde eklenmiştir. Eklenen geçici madde ile, maddenin yürürlüğe girdiği tarihte soruşturma veya kovuşturma aşamasında olan hakaret suçlarına bu hükmün uygulanmayacağı; ayrıca, soruşturma veya kovuşturma aşamasında olup uzlaşma sağlanmış olan dosyalar için de değişiklik hükümlerinin geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, soruşturma veya kovuşturma aşamasında olup da maddenin yürürlüğe girdiği tarihte uzlaşmanın sağlanmamış olduğu dosyalar için önödeme hükümleri uygulanacaktır.
Maddenin yürürlüğe girdiği tarihte, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen dosyalar için geri bırakma süresi boyunca zamanaşımının işlemeyeceği ve uzlaşma şartlarının yerine getirilmemesi durumunda mahkemenin hükmü açıklayacağı düzenlenmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu
(Yargı Paketi Madde 31-32-33-34)
17/B Maddesine Fıkra Eklemesi: "Anlaşma belgesinin taraflarından biri, icra edilebilirlik şerhi verilmesinden sonra tapu müdürlüğünden tescil talebinde bulunabilir. Tapu müdürlüğünce taşınmaza ilişkin mevzuatta öngörülen gerekli inceleme ve değerlendirme yapıldıktan sonra resmi senet düzenlenmeksizin tescil talebi yerine getirilir." Cümlesi eklenmiştir. Taşınmazın devrine ilişkin uyuşmazlıkların arabuluculukla sonuçlanması sonrasında icra edilebilirlik şerhinin verilmesinden sonra tapu sicilinde tescilin yapılabilmesi öngörülmüştür.
18/A Maddesinin 11. Fıkrasında Değişiklik: Yapılan değişiklik ile, Anayasa Mahkemesince 18 Nisan 2024 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan kararı ile iptal edilen; “bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur” hükmü yerine "bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile karşı tarafın ödemekle yükümlü olduğu yargılama giderlerinin yarısından sorumlu tutulur." şeklinde değiştirilerek zorunlu arabuluculuk aşamasında arabuluculuk toplantılarına katılmayan tarafa uygulanacak yaptırımlar hafifletilmiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında mezkur düzenlemenin kanunilik şartını ihtiva ettiğini, meşru bir amaca yönelik olduğunu ancak müdahale ile ulaşılmak istenen kamu yararı ile mülkiyet hakkı ve mahkemeye erişim hakkı arasında gözetilmesi gereken adil dengenin bozulduğunu, bu itibarla ölçüsüz ve orantısız olduğu gerekçesine dayanılarak iptal edilen kararla ilgili yazımıza buraya tıklayarak erişebilirsiniz.
18/B Maddesine Fıkra Eklemesi: "(5) Taşınmazın devrine veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasma ilişkin anlaşma belgesinin taraflarından biri, icra edilebilirlik şerhi verilmesinden sonra tapu müdürlüğünden tescil talebinde bulunabilir. Tapu müdürlüğünce taşınmaza ilişkin mevzuatta öngörülen gerekli inceleme ve değerlendirme yapıldıktan sonra resmi senet düzenlenmeksizin tescil talebi yerine getirilir." Cümlesi eklenmiştir. Yargı paketinin 17/B maddesine eklediği fıkraya paralel olarak icra edilebilirlik şerhi verilmesinden sonra tapu müdürlüğünden tescil talebinde bulunulabileceği düzenlenmiştir.
20. Maddenin 2. Fıkrasında Değişiklik: Arabuluculuk eğitimini tamamlayan ve gerekli şartları taşıyan, mesleğinde yirmi yıl kıdeme sahip kişilerin yazılı sınava tabi tutulmayacakları düzenlenmiştir.
İletişim Formu
YASAL UYARI
Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında bilgilendirme amaçlı olup reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.